Taşınmaza daha önceden haciz konulup, bu haczin meskeniyet şikayetiyle kaldırılması, ileride aynı gayrimenkule haciz konulamayacağı anlamına gelmeyeceği gibi her takip kendi özgün koşulları içinde ve borçlunun haciz anındaki durumuna göre değerlendirilmesinin gerekeceği-
Müvekkilin ölümü ile vekalet kural olarak sona erer, ancak müvekkilin menfaati yönünden tehlike varsa mirasçılar işlerini kendileri yapabilecek duruma gelinceye kadar vekil görevini sürdürmesinin gerekeceği, vekili olan taraf hükmün tefhim veya tebliğinden sonra ancak temyiz süresi dolmadan önce ölürse, vekaletin ölümle sona ermesi müvekkilin menfaatini tehlikeye düşüreceğinden vekilin hükmü temyiz etmekle yükümlü olmasının gerekeceği; ölümden önce temyiz süresi işlemeye başlamışsa mirasçılar kendi işlerini yapabilecek duruma gelinceye kadar vekilin hükmü temyiz etmesinin gerekeceği aksi halde temyiz süresinin geçirilmesi tehlikesi olduğu-
Yurtdışından ithal edilen ilaçlar hakkında düzenlenen ruhsatlarda, adına ruhsat düzenlenen kişinin ilacın gerçek sahibi olmayıp, asıl sahibinin orijin (lisans sahibi) firma olduğu- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ise ürünün asıl sahibi olan lisansör firmanın izni ile mümkün olduğu, bu şekildeki ilaç ruhsatının, ruhsat sahibine ilaç üzerinde müstakil bir hak bahşetmeyip, lisans sahibi ile arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı, lisansör firmanın izni olmaksızın başkasına devri mümkün olmayan bir kullanım hakkı verdiği- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ancak ürünün asıl sahibi olan orijin (lisans sahibi) firmanın izni ile mümkün olduğundan, lisans sahibi olmayan kişinin borcundan dolayı haczinin de mümkün olmadığı-
Bilirkişi raporunda taşınmazın değeri belirlendiği halde borçlunun haline münasip bir ev alabileceği değer tespit edilmediğinden; bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar tespit edilerek bu değer, şikayete konu taşınmazın değerinden az ise, taşınmazın satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Haciz tarihinde ipotek borcunun ödenmiş olması halinde de meskeniyet şikayetinin dinlenebileceği, şikayete konu taşınmaz üzerine kurulan bu ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, ipotek borcunun ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği, İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve gelir durumları da belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumu saptandıktan sonra, borçlunun haline uygun daha mütevazi semtlerde alabileceği daire değeri belirlenerek sonucuna göre bir karar vermesinin gerektiği-
Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığından borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmemesinin doğru olmadığı-
Haczedilen banka hesaplarının ve taşınmazların kamu hizmetinde kullanıldığı kabul edilerek haczin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; şikayet konusu mahcuzların kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı hususunda bir açıklık bulunmadığından mahkemece haczedilen banka hesapları ile ilgili kayıtlar ve hesap ekstreleri bankadan getirtilmesi, bu hesaba yatan paraların niteliklerinin incelenmesi, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak vergi, resim ve harç niteliğinde olmaları veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıyor olmaları halinde (bu olgu belirlendiği taktirde) haczedilemeyeceğinin düşünülmesi, ayrıca, tapu kayıtları üzerine haciz konulan gayrimenkullerin de aynı madde kapsamında değerlendirilmesi yapılarak, kendiliğinden kamuya tahsisli olanlar ve yine kamu hizmetinde kullanıldığı iddia edilenler için gerektiğinde mahallinde bir bilirkişi marifeti ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak oluşacak sonuca göre 5393 Sayılı Kanun'un 15/son maddesi gözetilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Haciz tarihinde şikayetçinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlara, 3.kişinin borcu nedeniyle haciz konulamayacağı-
Müteahhidin borcu için kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeni ile yapılacak inşaatta müteahhide (borçluya) isabet edecek dairelerin bu aşamada haczedilemeyeceği-