Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı; bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip semtlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi gerekeceği-
Yapı denetim hesaplarındaki paraların, Belediyelere ait paralar olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 Sayılı Yasanın 15/son maddesi uyarınca haczinin mümkün olmadığı-
Takip hukukunda, asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın bir yerde meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı; bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmemesinin doğru görülmeyeceği-
Meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibarıyla değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun taşınmazda iştirak halinde malik olmasının meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olmayacağı; bu durumda borçlunun hisse değeri belirlenerek meskenin haline uygun olup olmadığının tespit edilmesinin gerekeceği-
Müteahhidin borcu için kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeni ile yapılacak inşaatta müteahhide (borçluya) isabet edecek dairelerin bu aşamada haczedilemeyeceği-
Meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği- Şikayet bir dava olmadığından ıslah hükümlerinin uygulanmayacağı-
4081 SK uyarınca çiftçi mallarını koruma sandıklarının gelirleri ve paralarının haczedilemeyeceği; gelir ve paraları dışındaki mallarının ise haczinin mümkün olduğu-
Taşınmaza daha önceden haciz konulup, bu haczin meskeniyet şikayetiyle kaldırılması, ileride aynı gayrimenkule haciz konulamayacağı anlamına gelmeyeceği gibi her takip kendi özgün koşulları içinde ve borçlunun haciz anındaki durumuna göre değerlendirilmesinin gerekeceği-
Müvekkilin ölümü ile vekalet kural olarak sona erer, ancak müvekkilin menfaati yönünden tehlike varsa mirasçılar işlerini kendileri yapabilecek duruma gelinceye kadar vekil görevini sürdürmesinin gerekeceği, vekili olan taraf hükmün tefhim veya tebliğinden sonra ancak temyiz süresi dolmadan önce ölürse, vekaletin ölümle sona ermesi müvekkilin menfaatini tehlikeye düşüreceğinden vekilin hükmü temyiz etmekle yükümlü olmasının gerekeceği; ölümden önce temyiz süresi işlemeye başlamışsa mirasçılar kendi işlerini yapabilecek duruma gelinceye kadar vekilin hükmü temyiz etmesinin gerekeceği aksi halde temyiz süresinin geçirilmesi tehlikesi olduğu-