Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın üst katı ve zemin katının değeri belirlenmiş ve davacının haline münasip bir dairesi olduğu belirtilmiş ancak; borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi zorunlu olup raporda bu hususta herhangi bir tespit yapılmadığından; mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, taşınmazın toplam değeri ile borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenerek, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına tapuda haiz şerhi düşüldükten sonra ikinci bir haczin de olmadığının anlaşıldığı- Meskeniyet şikayetinin süreden reddine dair kararın onanması gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin yedi günlük yasal sürede yapılmadığında reddedilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın değerinin tespit edildiği anlaşılıp, borçlunun yaşadığı ilçede daha mütevazi vasıfları taşıyan alabileceği haline münasip evin değer belirlenmediğinden; raporun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı; mahkemece, borçlunun yaşadığı ilçede, daha mütevazi vasıfları taşıyan haline münasip evi alabileceği değerin tespit edilmesi, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Tebligatta, muhatabın adreste bulunmadığını iş takibinde olduğunu beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığından yapılan tebliğ işleminin de usulsüz olduğu- Borçlu malikin meskeniyet şikayetinde bulunabileceği-
Meskeniyet şikayeti üzerine icra mahkemesince "taşınmazın borçlunun haline münasip mesken alabileceği değerden aşağı olmamak üzere satılmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Maden işletme ruhsatı üzerine haciz konulabileceği-
Takip dosyasında, borçlunun haczi daha önce öğrendiğine ilişkin delil bulunmadığından, mahkemece şikayetin süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği-
3.7.2005 tarihli ve 5393 s. Belediye Kanunu’nun 15. maddesine, 10.9.2014 tarihli ve 6552 s. Kanun’un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin “...ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır” ibaresinin Anayasa'nın 2., 13., 35. ve 36. maddelerine, “...veya kamu hizmetlerini aksatacak... ” ibaresinin Anayasa’nın 2., 13., 35. ve 36. maddeleri ile 6552 sayılı Kanun’un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmasının gerekeceği-