Süre tutum dilekçesi sunulmasına karşın, gerekçeli istinaf dilekçesinin ise süresinden sonra verilmesi halinde, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, işin esasına girilmediğinden davacı aleyhine para cezası verilmesine yer olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüd uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu-
İcra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden olan istihkak davasına dair temyiz incelemesinin duruşmalı yapılamayacağı- Muhasebeci, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili değilse de, sonrasında davalı üçüncü kişiler tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde istihkak iddiasını içerir dilekçe icra müdürlüğüne sunulduğundan, işin esasına girilmesi gerektiği-
12. HD. 07.02.2022 T. E: 2021/8190, K: 1256-
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu-
Haciz sırasında borçlunun haciz mahallinde bulunmaması, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz mahallinden farklı bir adres olması, mahcuz malların borçlunun yedinde haczedilmemesi, haciz mahallinin borçlu tarafından işletildiğine dair belge bulunmaması, mülkiyet karinesinin istihkak iddia eden üçüncü kişi yararına olduğu gerekçesi ile üçüncü kişinin İİK'nın 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin yapığı şikayetin kabulü gerektiği- Haczin İİK 99a göre yapılmış olduğu sonucuna ulaşılması halinde, bu maddeye göre işlem yapılması için dosyanın icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, "haczin İİK'nın 99. maddesine göre yapılmış sayılmasına" karar verilemeyeceği-
İptal kararlarının Anayasa’da öngörülen usullere uygun olarak yürürlüğe girinceye kadar, hukukî boşluğun varlığından söz edilemeyeceği- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrasının 13.03.2015 tarihli ve 29294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 E., 2014/176 K. sayılı kararı ile iptalinden sonra, ancak kararının altı ay sonra yürürlüğe girmesinden önce yapılan ödeme karşısında, daha sonra yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararının geriye yürütülerek icra vekâlet ücretinin nispi oran üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu-
Borçlunun ölümü ile alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakları olduğu- Borçlunun vefatı nedeniyle muris yönünden haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi gerektiği-
Borçlunun kıymet takdirine süresinde itiraz ederek keşif giderlerine süresinde yatırılmasına karşın taraflarca müracaat edilmemesi nedeniyle keşif yapılmaması ve borçlunun duruşmaya katılmaması üzerine dosyanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve istinaf başvurusunun da reddedildiği uyuşmazlıkta, kıymet takdirinin usulünce kesinleşmediği- Kıymet takdirinin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin ertelenmesini de talep etmiş olan borçlu "taşınmazın değerinin usulünce belirlenmediğinden" ihalenin feshini talep ettiğinden, “borçlunun ihalenin feshi talepli" şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz kararının usulsüzlüğünü ileri sürmediğinden kıymet takdirinin kesinleştiği ve şikayet dilekçesinde "kıymet takdirine itiraz davasının usul ve yasaya aykırılığını" ileri sürmediğinden ihalenin feshinde değer tespiti yapılamayacağı yönündeki gerekçesinin kabul edilemeyeceği- Borçlunun kıymet takdirine itiraz kararına karşı süresinde istinaf başvurusunun, usulsüzlük iddiasının en açık göstergesi olduğu- İhalenin feshi şikayetinde taşınmazın vasfı da gözetilerek oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle tespit edilen değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince gerekçede icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiş ise de, hüküm kısmında takibin iptaline karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-