İstihkak davasından verilen kararın temyiz incelemesinin duruşmalı yapılamayacağı- Davanın açıldığı tarih itibari ile davacı şirketin iflas halinde olmaması, ticaret sicil kayıtlarına göre davacı şirket yetkilileri tarafından verilen vekaletnameye istinaden eldeki davanın açılmış olması, yargılama aşamasında davacı şirketin iflasına karar verilmesi ile iflas idare yetkilerinin verdiği vekaletnameye istinaden yargılamaya katılan vekil tarafından süresi için kararın istinaf edilmesi gözönüne alınarak, işin esası incelenmesi gerektiği-
Bononun arka yüzünde bulunan “Teminat senedi” ibaresinin bulunması onun kambiyo vasfını ve bu senetlere mahsus özel yol ile takip yapılmasını engellemeyeceği- Teminat kaydının hangi ilişkinin teminatı olduğu anılan ibarede açıklanmış olmadığı gibi, karşılıklı edimleri içeren bir münasebet nedeniyle verildiği ve takibe konu edilemeyeceği de kanıtlanmış olmadığı- Yerleşik içtihatlara göre bonoda yazılı olan ve sadece “teminat” şeklindeki ibare tek başına dayanak belgenin kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemediği- Mahkemece, davalı alacaklıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve dosya üzerinden talebin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi yerine, duruşma açılarak, taraf iddia ve savunmaları değerlendirilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak hüküm kurulurken; T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı' nın birimi olup, dönemin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı adına takipte bulunan ve bu nedenle davalı durumuna düşen Ankara Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü' ne harç yükletilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği- Karar-ilam harcının diğer yargılama giderlerine katılarak kabul/redde göre oranlanamayacağının gözetilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Aile mahkemesi ilamına dayalı olarak yoksulluk nafakasının tahsili için başlatılan ilamlı icra takibinin kesinleşmesinden sonra yapılan protokolün borcu sona erdirmek bir yana, taraflar arasında yeni ihtilaflar ortaya çıkardığı- Kesin hükmün bağlayıcılığı ve değiştirilemeyeceği ve haricen düzenlenmiş bir belgeyle hükmün yorumlanmasının/değiştirilmesinin kabul edilemeyeceği- Kesinleşmiş mahkeme kararını infaz etmeme veya hüküm altına alınan hak ve alacaklardan vazgeçme hakkına sahip olan tarafların yeni bir ilam oluşturamayacağı- Tarafların protokolle somut uyuşmazlığa konu nafakanın tenkisi veya kaldırılması yönünde görevli mahkemede dava açması gerektiği, dar yetkili icra mahkemesinde yeni bir nafaka ilamı oluşturulmasının mümkün olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf edenin/edenlerin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak hükmün, kamu düzeni açısından doğru olmadığı, ya da gerekçe açısından yanlış/eksiklik olduğu hususlarını karar gerekçesinde açıklayarak, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak, gerekçeye uygun şekilde yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında şikayetin derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiş ise de, hüküm kısmında istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine hükmedilmiş olup, kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması HMK'nun 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olup, önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden hüküm tesisi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf edenin/edenlerin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak hükmün, kamu düzeni açısından doğru olmadığı, ya da gerekçe açısından yanlış/eksiklik olduğu hususlarını karar gerekçesinde açıklayarak, gerekçeye uygun şekilde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Fiziki dosyadaki gerekçeli kararın "OYBİRLİĞİ ile" verildiğinin yazılı olmasına rağmen, UYAP kayıtlarındaki gerekçeli kararın “OYÇOKLUĞU ile” verildiğinin yazılı olup her iki kararın farklı olduğunun anlaşıldığı, dosyada iki farklı gerekçeli karar oluşturulmasının hatalı olduğu-
Hacze konu belediye hesaplarının "havuz hesabı" olduğunun saptanması halinde haczedilmezlik şikayetinin reddine, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemezlik şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
12. HD. 30.03.2022 T. E: 2021/13199, K: 4207-