Mahkemece; hüküm fıkrasının harç açısından, 2 numaralı bentte “..2- Peşin harcın sayılmasına,” şeklinde açık olmayan bir hüküm kurulduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’ nün 6001 sayılı Kanun’ un 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun gözetilmediği, 3 numaralı bentte ise yargılama giderleri açısından “ 3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine, “ şeklinde, miktar içermeyen, nasıl infaz edileceği belli olmayan bir şekilde hüküm oluşturulduğu anlaşıldığından, mahkemenin kurduğu hüküm harç ve yargılama giderleri açısından HMK. nın 297/2. maddesine aykırı ve hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Haciz sırasında hazır olmayan borçlunun "haciz tutanaklarının yasal şartları taşımadığından bahisle 'aciz vesikası' hükmünde olmadığını" şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürebileceği- "Aciz vesikası şartlarının oluşup oluşmadığı, tasarrufun iptali davasının ön koşulu olduğundan, bu ön koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışma yetkisinin de asliye hukuk mahkemesinin görev alanına gireceği" gerekçesiyle "şikayetin reddine" karar verilemeyeceği-
Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde, mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlı olup mahkeme bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorunda olduğu- Çünkü bozmaya uyma kararı ile bozma yararına olan taraf açısından usule ilişkin kazanılmış hak doğmuş olacağı-
İhalenin feshi isteminde bulunan şikayetçi borçlunun istinaf yargılaması aşamasında vefat ettiği, bölge adliye mahkemesince borçlunun mirasçıları davaya dahil edilmeden, ölü kişi hakkında hüküm kurulduğu görüldüğünden, bölge adliye mahkemesince borçlunun mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve ölü kişi hakkında hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemelerinde asli ya da fer'i müdahilliğin mümkün olmadığı-
SGK'nun harçtan muaf olduğu-
Tefhim edilen kısa kararda, "imzaya itiraz davasının kabulüne, takibin iptaline" gerekçeli kararda ise; "imzaya itiraz davasının kabulüne, takibin durmasına" karar verilmesinin kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getireceği-
İcra mahkemelerinde asli veya fer'i müdahil olarak şikayete müdahale yolu ile katılmanın mümkün olmadığı-
SGK'nun harçtan muaf olduğu-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki mükerrer takip yapıldığı iddialarının şikayet niteliğinde olduğu, bu durumda, mahkemece taraflar gelmese bile işin esası incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması" ve ikinci aşama olarak da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-