Her ne kadar icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez ise de verilecek bir başka kararı etkilediği durumlarda, önceki hükmün kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği-
Mahkemece düzenlenen 15.06.2016 tarihli tensip tutanağında; alacaklının davacı, borçlunun davalı olarak gösterildiği ve dava türünün itirazın kaldırılması olarak belirtilerek dava dilekçesinin kabulüne karar verildiğinin görüldüğü, UYAP ortamına kaydedilen 07.04.2016 tarihli sayman mutemedi alındısına göre, alacaklı şirket tarafından harç yatırılmak suretiyle dava açıldığı ve aynı tarihli tevzi formu ile dava türünün itirazın kaldırılması olarak belirlendiği görüldüğünden, mahkemece, karar başlığında davacı olarak borçlunun, davalı olarak alacaklının gösterilmesi ve talebin şikayet olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, o halde, mahkemece, HMK'nun 119. maddesinde belirtilen unsurları taşıyan dava dilekçesi eksikliğinin giderilerek, davacı ve davalının netleştirilmesi için davacı tarafa süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus yerine getirilmeden 15.06.2016 tarihli tensip tutanağı ile dava dilekçesinin kabulüne karar verilmesi ve talebin tensip zaptına aykırı şekilde şikayet olarak nitelendirilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra dosyasına dayanak ilamda hüküm altına alınan ayıplı aracın takyidatlardan ari olarak iadesi edimi yerine getirilmediği sürece karşılıklı edim yükleyen ilam nedeniyle ayıplı araç iade borçlusunun para alacağının tahsili yönünde takibe devam olanağının bulunmadığı- Ayıpsız aracın değerinin tespiti: Taşınır teslimine dair ilam icra dairesine verilince, icra müdürünün icra emri tebliği ile 7 gün içinde o şeyin teslimini emredeceği, hükmolunan taşınır veya misli borçlu yedinde bulunursa zorla alınıp alacaklıya verileceği, yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değerinin alınacağı, vermezse ayrıca icra emrine gerek kalmaksızın haciz yoluyla tahsil olunacağı- Taşınır malın değerinin ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunması halinde, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunacağı ve hükmolunan taşınırın değerinin borsa ve ticaret odalarından, olmayan yerlerde icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin olunacağı- İcra müdürünün belirlediği taşınır değerinin taraflarca şikayet konusu edilmesi halinde, icra mahkemesine denetleme yetkisi tanıdığı, bu denetlemenin de icra hakimi tarafından uzman bilirkişiden yardım alınmak suretiyle gerçekleştirileceği- İcra mahkemesince, dava konusu ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgelerin (araç kataloğu, kitapçığı vb) temin edilerek bu araçtaki özellikler ile haczin yapıldığı tarihteki aynı marka ve model (sıfır kilometre) aracın yine teknik donanımını gösteren bilgi ve belgelerin (araç kataloğu, kitapçığı vb) getirtilerek (bilirkişi incelemesiyle) fiyata etkili teknik donanımlarının karşılaştırılması, bu suretle ayıplı araçta bulunmayan özelliklerin değerleri tespit edilip, bu karşılığın haciz tarihindeki sıfır kilometre aracın değerinden mahsubu suretiyle ayıpsız araç yerine talep edilebilecek miktarın bulunması gerektiği-
Şikayete konu taşınmazın 4/20 hissesinin, kesinleşmiş karar ile bir kısım davalıların murisi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, ilamın tapuya işlenmediğinden, mahkemece dava konusu taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine mevcut tapu kaydına göre karar verildiği ve kararın kesinleştiği, şikayetçilerin taşınmazın satış işlemlerine başlanması taleplerinin, satış memurluğunca; önceki kesinleşmiş tapu iptal ve tescil kararının, taşınmazın tapu kaydına şerh düşülmüş olduğu gerekçesi ile reddedildiği görülmekle, sulh hukuk mahkemesi sonraki satış suretiyle ortaklığın giderilmesi kararının, önceki ilamının tapuya işlenmemiş olması nedeniyle, mevcut tapu kayıtlarına göre verildiği ve kesin hüküm niteliği taşıdığı, taşınmazın satış bedelinin, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin sonraki ilamına dayanak yapılan tapu kayıtlarına göre paylaştırılması gerektiği-
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği, aynı kuralın takip hukukunda da geçerli olduğu-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
Mahkemece şikayetin konusuz kaldığı tesbit edildiğine göre, alacaklının şikayetinde haklı olup olmadığı belirlenip oluşacak sonuca göre yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; borçlunun haczin kaldırılmasını talep ettiği banka hesapları yönünden gerektiğinde bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, şikayete konu mahcuz banka hesapları ile ilgili inceleme içermeyen ve karar vermeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince, borçluların, faiz ve komisyon alacaklarına yönelik talepleri de incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-