İhalenin feshi davalarında davayı kabulün sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerektiği-
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; yapılan itiraz doğrultusunda, işlemiş ve işleyecek faizin yıllık %10’unu aşan kısmına yapılan itirazın kabulü ile icra müdürlüğünün 10/06/2014 tarihli işleminin kaldırılmasına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece, “taleple bağlılık ilkesi” dikkate alınmaksızın, talebi aşar şekilde işlemiş faiz kaleminin iptaline ve takip tarihi itibariyle avans faiz oranının 11,75 oranından başlamak üzere değişen oranlarda uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun itirazının, işlemiş ve işleyecek faizin yıllık %10’u üzerinde kalan kısmına yönelik olduğu nazara alınarak, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, takipte uygulanması gereken işlemiş ve işleyecek faiz miktarının tespiti konusunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor tanzimi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Asıl borçlu ek takip talebi ile takibe dahil edildiğinden, mahkemece, ipotek veren şahsın “ipotek akit tablosunun kayıtsız, şartsız ve muaccel olan bir para borcu içermediğinden ödeme emri yerine icra emri gönderilmesinin doğru olmadığı” yönündeki iddiası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabul edildiği ve borçlunun kendisini bir vekille temsil ettirdiği halde borçlu yararına 6100 sayılı HMK’nun 323. ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11/3. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararda, tazminata da hükmedilmesine karşın, gerekçeli kararda, tazminata yer verilmemesinin çelişki oluşturacağı-
Borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, borcun aslını kabul edip, faiz oranına itiraz ettiğine göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında, alacaklının artık İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer olmadığı- Faiz konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının, HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırı oluşturacağı-
Birleştirmeye konu davaların bağımsız kimliklerini koruyacakları- Her bir dava (şikayet) hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği- Meskeniyet şikayetinde bulunan kişi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kısa kararda yer almayan ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunun gerekçeli kararın hüküm kısmında yer alması ile çelişki meydana getirildiğinden, mahkemece yapılacak işin, önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
İİK'nun 36. maddesinden kaynaklı şikayete ilişkin icra mahkemesi kararının kesin nitelikte olduğu- Borçlu vekilinin icra takibi kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması yönündeki şikayetinin de incelenmesi gerektiği-
Faize ilişkin ilama aykırılık şikayetinde mahkemece, tarafların bildirdiği bankalardan hakkın doğumu tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı sorularak, gelen yazı cevaplarından birer yıllık devre başlangıcındaki en yüksek faiz oranı esas alınarak ek rapor tanzimi için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-