Haciz (ya da ihtiyati haciz) sırasında takip konusu borcun varlığını ikrar eden (ve hatta borcun tamamını ya da bir kısmını ödeyen) borçlunun, daha sonra mahkemede olumsuz tesbit (ya da geri alma) “istirdat” davası açarak (veya aleyhine açılacak itirazın iptali ve alacak davasında) “bu ikrarının (ve ödemesinin) haciz baskısı (tehdidi) altında yapıldığını” ileri sürerek bunu –tanık da dinleterek- “maddi hukuk bakımından” kanıtlayabileceği–
İpoteğin «kesin (ana para) ipoteği»mi, «üst sınır (teminat) ipoteği»mi olduğunu belirlemek için sadece ipotek akit tablosundaki sözcüklere bakılamayacağı, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin «sözleşme, ihtarname vb. belgeler incelenerek» araştırılması gerekeceği—
İcra mahkemesinin (tetkik merciinin) önce «yetki itirazı» çözümlemeden «esasa ait itirazları» inceleyemeyeceği–
Bir alacaklının, «diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini» ileri sürerek, ihalenin feshini isteyemeyeceği—
Borçlunun haciz (ya da; ihtiyati haciz) sırasındaki ikrarının geçerli olup, borçluyu bağlayacağı, borçlunun bu ikrarından -«ikrarın baskı altında yapıldığı» iddiası ile- dönemeyeceği–
Haczedilmezlik şikâyetinin, duruşma açılmadan şikâyetçi vekilinden tebligatla keşif avansı istenip alacaklının yokluğunda keşif yapılarak sonuçlandırılamayacağı–
Başka icra mahkemesi (tetkik mercii) vasıtasıyla gönderilen dilekçelerin, «haçlandırıldığı tarihte» verilmiş sayılacağı, asıl icra mahkemesine (tetkik merciine) ulaşma tarihinin önem taşımayacağı–
Bilirkişi raporuna itiraz için yasada öngörülen bir haftalık sürenin icra mahkemesi (tetkik mercii) tarafından 5 güne indirilerek kesin mehli verilemeyeceği–
İstihkak davalarında, davalılar için dava konusu aynı olduğundan, icra mahkemesince (tetkik merciince) davanın reddi halinde, tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesinin istihkak davaları sonucunda verdikleri kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği (ve bu nedenle, bu kararlara karşı «yargılamanın iadesi» yoluna başvurulamayacağı)