«Ödeme emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden haciz yapılamayacağı» konusunda şikayet hakkının borçluya ait olduğu, üçüncü kişilerin bu konuda hak sahibi olmadığı–
Duruşma davetiyesinin borçluya usulen tebliği sağlanmadan yokluğunda duruşma yapılamayacağı–
Tapuda, lehine satış vaadi şerhi bulunan kişinin de, ihalenin feshini isteyebileceği–
«Tanıklrın doğru söyledikleri»nin asıl olduğu–
Duruşmalı inceleme yapılması yasa gereği zorunlu olmayan durumlarda, icra mahkemesince (tetkik merciince) duruşma yapılmasına lüzum görülmüşse, tarafların çağırıldığı halde duruşmaya gelmemeleri halinde, şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği, HUMK. 409 (şimdi; HMK. 150) uyarınca «dosyanın işlemden kaldırılmasına» karar verilemeyeceği–
“Şikayet”, “dava” niteliğinde bulunmadığından, icra mahkemesindeki şikayet'e, üçüncü kişilerin “müdahale”de (HUMK. 54 vd., şimdi; HMK. mad. 67 vd.) bulunamayacağı–
İİK. 360’da yer alan yetki kuralının, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle icra mahkemesince (tetkik merciince) doğrudan doğruya gözetileceği–
«Borca itiraz»ın, takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi (tetkik mercii) tarafından incelenebileceği–
Tahrif edilmiş belgenin o şekliyle ödeme belgesi olarak kabul edilemeyeceği, belgeye sonradan eklenen yazılar (belgenin tahrif edilmiş kısmı) üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği—