Her ne kadar icra mahkemesi kararları kesin hüküm oluşturmaz ise de, borçlunun haczedilmezlik şikayeti nedeniyle aynı konuda verilen önceki kararın kesinleşmesi halinde, ilk kararın, daha sonra verilmiş olan bu karara karşı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
Mahkemece verilen hükümde, taraflara yüklenen borçların ve tanınan hakların –HUMK’nun 388. (ve yeni HMK’nun 297.) maddesi uyarınca- açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği–
Daha önce haciz yapılan adreste üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmuş olmasının, aynı adreste ek haciz yapılmasına engel olmayacağı; üçüncü kişinin, icra takibinde taraf olmaması nedeniyle icra müdürlüğü işleminin iptalini isteyemeyeceği ve borçlunun borcunu ödemek zorunda olmayan üçüncü kişinin, yaptığı ödemeyi şikâyet yolu ile talep edemeyeceği-
Ceza mahkemesinde takip konusu senetle ilgili olarak alacaklı hakkında “sahtecilik davası” açılmış olması ve borçlu tarafından bu ceza davasına müdahale edilip senedin iptalinin istenmiş olması halinde, senedin dava sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme konu yapılamayacağı–
Mahkemece görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde HUMK. 193 uyarınca 10 gün içinde (yeni HMK. 20 uyarınca; 2 hafta içinde) kararı veren mahkemeye başvurularak dava dosyasının “görevli” veya “yetkili” mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi gerekeceği, aksi taktirde bu mahkemece “davanın (icra takibinin) açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekeceği–
İhalenin feshi davasının duruşmasına hiç kimsenin katılmaması halinde, mahkemece işin esası ile ilgili mevcut deliller değerlendirilerek gereken kararın verilmesi gerekeceği-