“Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu”nu ileri sürerek şikayette bulunan borçlu bu iddiasının her türlü delille kanıtlayabileceğinden ve borçlu şikayetinde maddi vakalara dayanarak tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüş olduğundan olayın özelliği ve şikayetin niteliği gereği, duruşma açılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği–
İcra müdürlüğünce borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için bunların bulunduğu yerdeki icra dairesine “genel nitelikte” olmayıp, belli bir malın haczi için talimat gönderilir ya da icra müdürlüğünce doğrudan doğruya borçlunun adına kayıtlı olan taşınmazın haczi için tapu sicil müdürlüğüne ya da adına kayıtlı olan araçların haczi için trafik müdürlüğüne haciz yazısı gönderilirse, bu durumda haczin “nokta haczi biçiminde” yapılmış olacağı ve haczedilmezlik şikayeti için haciz yazısını gönderen –asıl takibin yapıldığı yerdeki icra dairesinin bağlı bulunduğu- icra mahkemesine başvurulması gerekeceği-
“Kesin önel”e ilişkin ara kararında –HUMK.163 (yani HMK 94) uyarınca- yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için ne kadar ücret yatırılacağının belirlenmesi; özellikle tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması ayrıca önele uymamanın doğuracağı sonuçların da açıklanarak, tarafların uyarılması gerekeceği–
İcra hukuk mahkemesi kararları, bazı davalarda verilen kararlar (istihkak, ihalenin feshi davaları gibi) hariç genelde kesin hüküm oluşturmazlar. Etkileri, İcra ve İflas kanununun 72. maddesine göre açılacak menfi tespit ya da istirdat davalarıyla kaldırılabilecek icra mahkemesi kararları, bu genellemenin kapsamındadır. Somut olayda olduğu gibi borca kısmi itiraz nedeniyle “takibin kısmen iptaline” ilişkin olarak verilmiş olan icra hukuk mahkemesi kararı da bu nitelikte bulunduğundan, yargılamanın iadesi davasına konu yapılamaz-
Takip yapan yabancı uyruklu kişinin sadece takip giderlerini (vekalet ücretini) karşılamak için değil aynı zamanda karşı tarafın zarar ve ziyanını da karşılamak için teminat göstermek zorunda olduğu–