Uyuşmazlığın, şikayet dilekçesi alacaklı tarafa tebliğ edilmeksizin, bu kapsamda savunma ve delil sunma hakkı tanınmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile çözümlendiği-
Alacaklı tarafından, icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılmasına yönelik kararının iptali istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun şikayet niteliğinde olduğu, şikayetçi alacaklı vekilinin duruşmaya gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmeyeceği, taraflar gelmesi bile şikayetin incelenerek sonuçlandırılması gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişi banka tarafından icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile haczedilen hisselerin üzerinde rehin hakları olduğunun kabulünün talep edildiği, icra müdürlüğünce, ibraz edilen belgelerden rehnin varlığının anlaşılamadığı gerekçesi ile şikayetçinin talebinin reddedildiği, bunun üzerine şikayetçinin icra müdürlüğünün anılan kararının iptali ile hisseler üzerinde rehin hakkının mevcudiyetine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşıldığında, takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmayan üçüncü kişi bakanın mahcuzlar üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmek suretiyle istihkak iddiasında bulunduğu sonucuna varılarak (HMK. mad. 33), mahkemece, eksik harç tamamlattırılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların iddia ve savunmaları tesbit edilip varsa delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi kendisini vekille temsil ettirdiği ve şikayetin de kabulüne karar verildiği halde, şikayetçi yararına A.A.Ü.T'ne göre vekalet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereğince borçlunun şikayeti ile sınırlı olarak inceleme yapılması ve bu konuda karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereğince borçlunun ödeme emrinin iptaline yönelik şikayeti ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken taleple ilgisi bulunmayan yetki itirazının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hastane başhekimliği tarafından yapılan şikayetin tüzel kişiliği bulunmadığından ve aktif husumet ehliyeti olmadığından reddi gerekeceği-
Tahliye isteği hakkındaki istek üzerine her iki tarafın davet edilerek karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik başvurunun şikayet niteliğinde olup , öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerektiği- Borçlunun, şikayet dilekçesinde, ödeme emrine dair tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihe göre, icra mahkemesine yaptığı başvuru İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşıldığından, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı İcra Mahkemesi'nin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiği-