İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edecekleri-
Borçlunun tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayetinin İİK'nun 18. maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği, tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayette tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği-
İhalenin feshi isteminin, Medeni Usul Hukuku anlamında dava olmayıp; "şikayet" niteliğinde olduğu, hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile dava reddedilmeyip doğru hasım davaya dahil edilip tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam edilmesinin gerekeceği, borçlunun şikayetçi olması durumunda; şikayetin yasal hasmının icra takibinin alacaklısı ve ihale alıcısı olduğu-
Borçlunun, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı, D.li 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan borçlu şirket hakkındaki iflasın ertelenmesi davasında verilen 07.11.2013 tarihli tedbir kararına dayanarak usulsüz yapılan takibin iptalini talep ettiği, bu talep İİK. nun 16. maddesi hükmünde öngörülen şikayet niteliğinde olup, borçlunun takibin iptalini icra mahkemesinden istemesi mümkün olup, bu talepte hukuki yararının olduğu-
5393 Sayılı Belediye Kanunun 15/son maddesi uyarınca belediyenin kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan mallarıyla belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemeyeceği-Mahkemece, şikayete konu hesaplara ilişkin olarak Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların havuz hesabı olduğunun saptanması halinde haczedilmezlik şikayetinin reddi, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceği gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesinin son fıkrası uyarınca, icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi isteneceği ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanacağı, on gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamayacağı-
Borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olmasının şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesinin haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Meskeniyet iddiasına ilişkin başvuru şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçlunun geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olmasının, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta aynı Kanun'un 320/4. maddesi uyarınca da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmeyeceği-
İİK.'nun 16. maddesinde tazminat öngörülmediği halde, mahkemece, şikayetin reddi yanında müştekinin tazminatla sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-