Alacaklı hakkında ceza mahkemesince, resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmiş olması halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenmeden, borçlu tarafından icra müdürlüğüne ibraz edilmesi halinde, HMK. 209 uyarınca, takip konusu senet bu konuda bir karar verilinceye karar hiçbir işleme tabi tutulamayacağından, ceza mahkemesince, herhangi bir tedbir kararı verilmemiş dahi olsa, icra müdürlüğünce takibin durdurulması gerekeceği-
İİK.'nun 169/a-VI maddesinde 'itirazın kabulü' halinde alacaklının, itiraza konu olan alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulmuş olduğu-
Ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin tasarrufları geçersiz olduğundan, borçlu kısıtlının senetlerin tanzim tarihlerinde var olan hastalığı dolayısıyla tasarruf ehliyetinin olmadığının tespit edilmesi halinde yaptığı hukuki işlemlerin ve düzenlediği senetlerin geçersiz olacağı, bu hususun mahkemece doğrudan doğruya gözetileceği-
Alacaklı tarafından, borçlunun itfa itirazına dayanak yapılan 'ibraname belgesidir' başlıklı belge altındaki imzaya itiraz edilmesi halinde, mahkemece İİK.'nun 169a-III. maddesi uyarınca, yöntemince imza incelemesi yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 169/a-V maddesine göre itirazın kabulü üzerine mahkemece 'takibin iptali'ne değil 'takibin durdurulmasına' karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı çekte keşideci (borçlu) şirket kaşesi üzerinde tek bir imzanın bulunması -ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine göre bu şirketin çift imza ile temsil ediliyor olması- halinde tek imzanın keşideci şirketi sorumluluk altına sokmayacağı nazara alınarak, mahkemece 'itirazın kabulüne' karar verilmesi gerekeceği-
Bonoya dayalı olan takiplerde borçludan 'avans faizi' talep edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.'nun 294, 297, 298. maddelerine aykırı bir durum yaratacağı, ayrıca bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re'sen gözetileceği-
Vekilin -'ticari vekil' gibi- kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için, özel yetkiye sahip olması gerektiği-
Vekile verilen vekaletnamede çek düzenlemek için açıkça yetki verilmesinin zorunlu olduğu; 'çekin vekaleten imzalandığı' yazılmasa dahi vekalet verenin bu çekten dolayı sorumlu olacağı-