Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği, kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerektiği-
Bonodaki vade tarihinin, tanzim tarihinden önceki bir tarihi taşıması halinde, senedin bono niteliğini yitireceği; senedin vade tarihinde tahrifat yapılmış olması halinde, senedin tahrifattan önceki vade tarihine itibar edileceği- 1990 tarihinde "400.000" TL bedel üzerinden düzenlenen senedin, para biriminde yapılan değişiklik nedeniyle aynı bedel üzerinden takibe konulmasının mümkün olmadığı; alacaklının senetten dolayı isteyebileceği alacak miktarı "0,40" TL'. olduğu-
Taraflar arasında takip konusu senetlere ilişkin menfi tesbit davası mevcut olmasının borçluların adlarındaki takipler nedeniyle borca itiraz etmelerine engel teşkil etmeyeceği-
Keşideci ile lehtar arasında görülmüş olan menfi tespit davasında verilmiş olan kararın takip alacaklısı alacaklı cirantaya etkili olmayacağı-
Keşidecinin, önceki hamillerden biri ile kendi arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan ilişkiye dayana def'ilerini iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyeceğini, borçlunun senede mahsuben yaptığı ödemeyi iyiniyetli hamil olan alacaklıya karşı ileri süremeyeceği-
Borçlu şirket temsilcisinin imzaladığı senetten dolayı şahsen sorumlu olması için, borçlu şirket kaşesi dışında senet üzerinde açığa atılmış bir imzasının bulunması gerektiği (sadece şirket kaşesi üzerine temsilci tarafından atılan iki imzanın, şirket temsilcisini şahsen sorumlu kılmayacağı)-
Mahkemece, borçlunun itirazının evrak üzerinde inceleme yapılarak sonuçlandırıldığı ve alacaklı vekilinin bir emek ve mesaisi bulunmadığı halde, alacaklı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
Dayanak senedin vade ve tanzim tarihlerinde tahrifat yapılmış olup olmadığı konusunun özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir husus olup ancak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkabileceği-