Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı muteriz borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibe dayanak bono bedelinin .... TL'lik kısmının takip tarihinden önce alacaklıya ödendiğini, buna rağmen bono bedelinin tümü üzerinden takip başlatıldığını ileri sürerek borca kısmen itiraz ettiği ve takibin durdurulması talebinde bulunduğu, alacaklı tarafça borcun kısmen ödendiği kabul edildiğinden, İİK.nun 169/a-5. maddesi gereğince ödenen miktar bakımından takibin durdurulması ve kalan kısım yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, mahkemece alacaklı aleyhine takibe konu alacak üzerinden gerekçesi gösterilmeksizin %20'nin üzerinde %40 oranında tazminata hükmolunması yasaya uygun olmadığı gibi takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu-
Mahkemece, itiraz edilen asıl alacak üzerinden alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Borca itirazın mahkemece mutlaka duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği, dosya üzerinden karar verilemeyeceği, borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK. mad. 150 hükmünün uygulanması gerektiği-
Bono üzerine ‘kefil’ ibaresi konsa da bunun, ‘aval’ olarak nitelendirilmesi ve aval verenin, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği- Kambiyo senetlerinde TBK'nun 584. (-kefalette- eş rızası) ve 603. (-kefaletin- uygulama alanı) maddelerinin uygulanmayacağı-
İtiraza konu imza üzerindeki bilirkişi incelemesinin; konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi gerekeceği; borçlu tarafından takibe konu senet hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu dikkate alındığında, devam eden bir soruşturmanın varlığı halinde HMK'nun 209. maddesi şartları oluşacağından, sahtelik davası bekletici mesele yapılmadan, sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılmasının gerekli olduğu-
Takip dayanağı senedin lehtarının kira sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, alacaklının da senedin kira sözleşmesi ile bir irtibatı olduğu hususunda kabulünün bulunmadığı, itirazın bu nedenle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden, yanılgılı değerlendirmenin bozma nedeni yapılmadığı, öte yandan, senedin kira sözleşmesinden kaynaklandığından tahsili gerekip gerekmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği belirtilmesine rağmen takibin devamını sağlar nitelikte red kararı verilmesinin doğru görülmediği-
Borca itiraz hakkındaki incelemenin İİK 169/a-6 gereğince mutlaka duruşmalı olarak yapılması gerekeceği-
İcra mahkemesinin, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK. nun 169/a–1. maddesi gereğince incelemesini mutlaka duruşmalı olarak yapmasının gerekeceği, bu nedenlerle mahkemece evrak üzerinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu, öte yandan İİK'nun 169/a-6. maddesi uyarınca takibin geçici olarak durdurulmamasına rağmen borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesinin de doğru görülmediği-