Takibe konu senedin, teminat olarak verildiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, o halde; İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin kabulüne ve tazminat isteminin reddine yönelik kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçluların da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu senedin arka yüzünde, “İş bu senet teminat senedidir. İşbu senet .......... tarihinde ........... ili, .......... İlçesi ......... parselde bulunan gayrimenkul satışına istinaden tanzim edilmiştir" ibarelerinin bulunduğu, dolayısıyla senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunu da açıklayacak şekilde teminat olarak verildiğinin, bunun yanında dosyada mevcut ............. tarihli ek protokol ve alacaklının ............... tarihli cevap dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde senedin teminat olarak verildiğinin, senedin arka yüzünde yer alan şerh ile bahsi geçen beyan ve belgelere göre, veriliş nedeninin taşınmaz satım sözleşmesi olduğunun anlaşılması karşısında, senedin, Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1-b maddesinde belirtilen "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığı dolayısıyla kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesinden önce borçlulara ödeme emri gönderilmesine karar verildiği tarih ile ödeme emrinin yeniden tebliğe çıkarıldığı tarih arasında alacaklı tarafından zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından TTK’nun 661/1. maddesinde ön görülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinin görüldüğü, o halde, ilk derece mahkemesince, borçluların takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı nedeni ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
"Resmi belgede sahtecilik suçuna konu bononun tahrifat yapılmadan önceki haliyle 9.500,00 TL üzerinden geçerli olduğu" şerhi verilerek takip dosyasına iadesi yerine "dosyada delil olarak saklanmasına" karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu-
Takibe dayanak bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt olmadığından borçluların başvurusu İİK’nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olup,  dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- İİK’nın 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gerektiği-
Takibe dayanak senette borçlu kooperatifin kaşesi üzerinde tek imza mevcut olup, ticaret sicil kayıtlarına göre kooperatifin iki kişinin müşterek imzası ile temsile yetkili kılındığının anlaşıldığı- Her ne kadar borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde İİK'nun 169/a-6. maddesi gereğince; alacaklının kötü niyetli ve ağır kusurlu olması halinde aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilir ise de, takibe dayanak senette '3. ciranta konumunda olan alacaklının senet imzalanırken lehtar borçlunun senette çift ya da tek imzası olup olmadığını ya da çift imza ile temsile yetkili olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı'- Bu durumda alacaklının kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğunun ispat edilememiş olduğu-
"Takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına isim ve imzasını attığı bir A4 kağıdının isim ve imza kısmından itibaren kesilerek senedin oluşturulduğuna" ilişkin "sahtelik iddiası" yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenme yapılamayacağı, "borçlunun itirazının reddine ve davacı aleyhine asıl alacağın % 20'si oranında tazminata mahkum edilmesi" gerektiği, "alacaklı lehine asıl alacağın % 10'u oranında para cezasına hükmedilemeyeceği"-
Dairemizin bozmaya ilişkin ilamına uyulmasına karar verildiği halde, .......... tarihli protokol aslının celbi için alacaklıya usulüne uygun kesin süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken borçlu şirket yetkilisi ...’in beyanı ile yetinilerek itirazın reddine karar verildiği, bu hali ile mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma kararının gereğinin yerine getirilmediği görülmekle, mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Takibe konu senedin, teminat olarak verildiği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, buna göre; mahkeme kararının bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Zaten müdürlük yetkisi olmayan kişinin müdürlük yetkisinin kaldırılması hukuki sonuç doğurmayacağı- Senedin tanzim tarihinde, senedi düzenleyenin borçlu şirketin yetkilisi olmadığından borçlu şirketin borca itirazının kabulü ile İİK 169/a-5 uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-