Takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfına haiz bono olduğu, borçluların borca itirazları konusunda kanuna uygun delil sunamadıkları, alacaklının borca itirazın kabulü yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı, borca itiraz konusunda dar yetkili icra mahkemesince alacaklı bankanın kayıtları üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmesi mümkün olmadığı-
Kambiyo takibinde, borçlunun yasal süre içerisinde işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı, takipten sonraki dönem için istenen yıllık %29 faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşıldığından, takipten sonrası için yıllık %29 faiz oranının akdi faize dönüştüğü- Bu durumda icra müdürlüğünün değişen oranlarda avans faizi hesaplanmasına ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin yabancı para cinsinden kambiyo senedini takibe koymalarını engellemediği-
Takibe dayanak bononun takside bağlanan alacağın ödenmesi amacıyla, teminat olarak verildiği, dolayısı ile senedin, Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1-b maddesinde belirtilen "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığının ve kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı-
İtirazında sebep bildirmemiş olan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremeyeceği- Mahkemece celp edilen takibe dayanak senedin arka yüzünde teminat amaçlı verildiği açıkça belirtilmiş olup belgenin bu haliyle kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin anlaşıldığı, takibe dayanak belge İİK.nun 68.maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını gösterir belge niteliğinde olmadığından senedin ne miktarının ödendiği ne miktarının tahsile konacağı yargılama sonucu ortaya çıkacağından Bölge Adliye Mahkemesince itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
"Takip konusu bononun teminat amacıyla verildiğini, teminat senedi olduğuna dair karşı tarafla yapılmış olan sözleşmenin içeriğinde bononun ne maksatla verildiğinin belirlendiğini ve bu senedin kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme taahhüdünü içermediğinden takibin iptali" istemli başvurunun borca itiraz niteliğinde olduğu- Borçlu tarafından delil olarak sunulan sözleşmede takibe dayanak bonoya ilişkin tutarın belirtildiği ve sözleşme tarihi ile bono tarihinin aynı olduğu görülmekle birlikte, bunun dışında herhangi bir atıf olmadığı ve ayrıca alacaklının söz konusu bononun taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiğine yönelik bir kabulünün olmadığının görüldüğünden borca itirazın reddi gerektiği-
6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 676/1 maddesi hükmü uyarınca bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı; ancak bu kuralın rakam ile değer bildiren bölümde tahrifat yapılmaması halinde geçerli olacağı-
İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara ait olduğu- Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gerektiği-
Senette tahrifat olduğu iddiasının, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olduğu, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olmakla ilk derece mahkemesince durma kararı yerine takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de bu hatanın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Kira sözleşmesinde teminat senedinin kira sözleşmesinin imza tarihinde kiraya verene teslim edeceğine dair bir hüküm mevcutsa da, takibe dayanak bononun düzenlenme tarihi ile kira sözleşmesinin başlangıç tarihi birbirini tutmadığından, kira sözleşmesinin teminat iddiasına delil teşkil etmesinin mümkün olmadığı-