Takip dayanağı bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından borçlunun tacir olduğuna ilişkin bir belge de sunulmadığı görüldüğünden, HMK'nun 17. maddesi uyarınca bonoda öngörülen yetki şartının geçersiz olduğu, mahkemece, borçlunun yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
TTK'nun 662. maddesinde zamanaşımını keseceği belirtilen davadan anlaşılması gereken, alacaklı tarafından, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde açılmış bir eda davası olup, İİK'nun 105. maddesinde şekil bulan geçici aciz vesikasına dayanılarak açılan tasarrufun iptali davaları TTK'nun 662. maddesinde belirtilen davalardan olmadığından, zamanaşımını kesmeyeceği-
Yönetim kurulu başkanı olmadan şirketi temsil yetkisi bulunmayan, muteriz borçlular tarafından imzalanan bonolardan, TTK'nun 590. maddesi gereğince bizzat sorumlu oldukları-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte,alacaklı ödeme iddiasını kabul ettiğinden, İİK'nun 169/a-1.maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun yetki itirazında Gölbaşı İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtmesine ve itiraza konu takip için Gölbaşı/Adıyaman İcra Dairelerinin yetkili olduğu da nazara alınmaksızın, mahkemece, borçlunun yetki itirazında göstermediği Adıyaman İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tarafların tacir olduğu, takibe konu bonoda yetkili kılınan icra müdürlüğünde takip başlatılmasında isabetsizlik bulunmadığı-
“Bu senet 208 ada 12 parsel inşatın iskan alınması için verilmiştir 30.01.2013 tarihine kadar binanın iskanı alınacaktır alınmazsa bu senet tahsile konacaktır. O tarihe kadar hiç bir işlem yapılmaz devredilemez satılamaz” ibaresinin yer aldığı senet tek başına, kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödemek vaadini içermediği, bu konuda ayrıca sözleşme bulunmasının aranmadığı ve alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 169/a maddesine göre ispat külfeti borçlu üzerinde olduğu halde, borcun ödendiği ispatlanmadığından davanın reddi gerekirken mahkemece, ispat külfetinin alacaklıda olduğundan bahisle hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
«İtfa», «ödeme», «borçlu olunmadığı» gibi «borca itiraz» sebeplerinin, icra mahkemesinde İİK. 169/a-I’de öngörülen biçimde, «yazılı belge» ile isbat edilebileceği—
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-