Alacaklının, çeke dayalı olarak ciranta borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu vasisinin şikayet ve itirazında, borçlunun akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olduğu ileri sürüldüğüne göre hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun mahkemece resen dikkate alınmasının zorunlu olduğu, mahkemece, takip dayanağı çekin ibraz tarihi itibariyle borçlunun fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü bir hastaneden aldırılacak rapor ile tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nun 708. maddesi gereğince, çekin yasal süresinde ödenmek üzere muhataba ibrazının zorunlu olduğu, takip dayanağı çekin arka yüzünde muhatap bankaya ibraz edildiğine dair ibraz şerhi bulunmadığından belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı, çekin adi senet hükmünde olup, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belge, 6098 Sayılı TBK'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK'nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu, takibe dayanak belge yönünden on yıllık zamanaşımının gerçekleşmediği-
"Takip dayanağı bononun satış sözleşmesi nedeniyle verildiğini ve alacaklının edimini yerine getirmediğini" ileri sürerek takibin iptalini isteyen borçlunun başvurusunun "borca itiraz" niteliğinde olup, kabulü halinde takibin "iptaline" değil "durmasına" karar verileceği, mahkemece alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle itiraz kabul edildiğine ve kabul gerekçesi esasa ilişkin olmadığına göre, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının da isabetsiz olduğu-
Bozma kararı üzerine, ek karar öncesi kesinleşen mahkeme kararını ortadan kaldırır şekilde yeniden önceki hükmün tekrarı niteliğinde hüküm verilemeyeceği-
Borçlular tarafından ödeme belgesi olarak sunulan banka dekontlarında takibe dayanak yapılan bonoya açık bir atıfta bulunulmadığından, mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereğince borçlunun şikayeti ile sınırlı olarak inceleme yapılması ve bu konuda karar verilmesi gerektiği-
Çek tazminatı sorumlusunun keşideci olduğu, mahkemece, şikayetçi borçlunun çek tazminatından sorumlu tutulmasına yol açacak biçimde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun borca itirazının duruşmalı olarak inceleneceği-
Senet üzerinde “teminat” ibaresinin bulunmasının, neyin teminatı olduğu açıklanmadığı sürece, başlı başına senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulünü de gerektirmeyeceği, "borca itiraz" niteliğinde olan teminat senedine yönelik itirazın duruşma yapılarak incelenmesi gerektiği-
Borçlunun borcu kabul etmesi halinde İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca artık dayanak senedin teminat olarak verilip verilmediği üzerinde durulamayacağı,mahkemece, borçlunun ödeme iddiasının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-