Borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusu; takip dayanağı bonoların düzenlenme tarihleri itibariyle şirketin çift imza ile temsil edildiği, şirket adına ciroya ilişkin imzayı atanın tek başına şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle senetlerden sorumlu tutulamayacaklarına yönelik İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, mahkemece, İİK'nun 169/a-5 fıkrası uyarınca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Senedin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 615. maddesine göre, çift vadeli olarak düzenlenen senetlerin, bono vasfında sayılamayacağı bu nedenle kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgenin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu-
Alacaklı vekiline geçerli vekaletname ibrazı için süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği-
Yetkisiz temsilcinin, düzenlediği bonodan dolayı şahsen sorumlu olacağı gözetilerek, mahkemece bononun tanzim tarihi itibariyle şirketin temsil durumunun ticaret sicil müdürlüğünden sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımının gerçekleştiği kabul edildiğinden, İİK'nun 169a/4-5. maddesi gereğince zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini yargılama sırasında ileri sürebileceği ve tahrifatın da senet metninden anlaşılan sebeplerden olduğu- Yapılan bilirkişi incelemesi soncua göre, senedin tanzim tarihi dikkate alındığında gerçek vade tarihine göre kambiyo vasfının olması nedeni ile bu hususun takibin iptalini gerektirmeyeceği, kaldı ki bir an için kambiyo vasfını etkilediği kabul edilse bile, borçlunun imzaya itirazını geri alması karşısında, İİK. mad. 170/a-son uyarınca senedin kambiyo vasfında olmadığı nedeni ile takibin iptaline karar verilemeyeceği- Senedin miktarında tahrifat yapıldığının belirlenmesi halinde, alacaklının tahrifat öncesi miktar üzerinden takibe devam hakkının mevcut olduğu- Takibe konu bonoda tahrifatla arttırılan miktar yönünden asıl alacak ve gerçek vade tarihi dikkate alındığında işlemiş faiz alacağı yönünden İİK. mad. 169/a uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borca ve yetkiye itiraz eden borçlunun öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itiraz nedenlerinin değerlendirilmesi gerektiği-
Sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu-
Alacaklı kısmi ödemeyi kabul ettiğine göre alacaklının bu kısım üzerinden takip yapmasında kötüniyetli olduğu- Borçlunun ödendiği kabul edilen kısım üzerinden borçlu lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği-
Sunulan dekontların kısmi ödeme iddiasını kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK'nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgeler olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-