Dar yetkili icra mahkemesinin, imza inkarı dışındaki sahtecilik iddiasını inceleyemeyeceği- Borçlunun "takip konusu senedin tamamen sahte olarak mı yoksa başka bir evrak imzalatılmak suretiyle imzalatıldığının belli olmadığı" yönündeki iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği-
Borçluya ödeme emrinin 10.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da yasal 5 günlük süre içinde (14.09.2015 tarihinde) takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı (borca itiraz) olduğu gözetilerek İİK'nun 169/a maddesi kapsamında inceleme yapılıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de; bozma kararında belirtilen hususlar değerlendirilmeden, borçlunun itirazının borca itiraz olduğu gözetilip, İİK.’nun 169/a-6 madde kapsamında inceleme yapılıp koşulların oluşup oluşmadığı belirlenmeden ve takipte alacaklı konumunda olan davalının durumu değerlendirilmeksizin ve yanlış değerlendirme yapılarak, takibe itiraz etme konumunda olmayan alacaklının takibe kötü niyetle itiraz ettiği belirtilmek suretiyle tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun itirazında, tarafı yanlış göstermesi hatta hiç bildirmemiş olmasının icra hukuku anlamında sonuca etkisinin olmadığı- Mahkemece, İİK. mad. 169/a-1 uyarınca, taraflar duruşmaya çağrılıp iddia ve diyecekleri sorularak borca itirazın değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken,” ...davanın HMK. mad. 114/1-d, 115/2 uyarınca usulden reddine” karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK. mad. 169/a-5 hükmü uyarınca, genel hükümlere göre dava açma hakkı saklı olan alacaklının genel mahkemede dava açarsa, inkar tazminatı ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunacağı ve alacaklı bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan inkar tazminatı ve para cezasının kalkacağı, davacı tarafından dava konusu bonoyla ilgili alacak davası açılmış ve kesinleşmiş olduğundan, davacının söz konusu mahkeme kararı doğrultusunda inkar tazminatının ve para cezasının tahsili hakkı bulunduğu ve inkar tazminatı ve para cezasının davalıya ödenen kısmının tahsili istemine ilişkin açılan davanın dinlenebilir nitelikte olmadığı-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde, senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılması gerekeceği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun içtihadının da bu yönde olduğu-
Alacaklının, borçlunun icra mahkemesine yapmış olduğu başvuruya karşı alacağın zamanaşımına uğramadığı, itirazların yerinde olmadığını iddia ederek takibi sürdürme iradesini ortaya koyduğu, ödeme emri tebliğ edilmese dahi alacaklının takibi sürdürme iradesi olduğundan borçlunun itirazda bulunmasının mümkün olduğu, o halde, mahkemece, hakkında başlatılan takipten haberdar olan borçlunun, itirazı yasal süresinde kabul edilerek zamanaşımı itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde, senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılması gerekeceği ve bu nedenle fazlalaştırılmış miktar kapsamında takibin kısmen iptalinin gerektiği-
Borçlunun, çekin, 80.000 TL bedelli olarak verildiği şeklindeki beyanı, borcun 80.000 TL'lik kısmının kabulü anlamında olup çekin 80.000 TL olan bedelinin tahrifat sonucu 180.000 TL'ye dönüştürüldüğü sabit olduğundan borca kısmi itirazın kabulü ile 80.000 TL'sı ve fer'ilerini aşan kısım yönünden İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Bir senedin teminat senedi olduğunun yazılı delille ispatlanabileceği- Yasanın öngördüğü şekil şartlarının bulunmadığı durumda senedin kambiyo senedi vasfını yitireceği- Temel borç ilişkisinin senede bir sözcükle yansıtılmasının o senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemeyeceği-
