Borçlunun, takibe dayanak senedin, veresiye fişi aslından koparıldığına ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, bu iddianın dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığı-
Borçlu takibe konu bonoda yazılı miktarı kısmen kabul ettiğinden İİK'nun 170/a-son fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası hükmünün uygulanamayacağı, mahkemece, İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince takibin iptali mümkün olmadığından, çek bedelinin tahrifattan önce yazılmış olan şekli ile kabul edilip, borca kısmi itirazın kabulü ile takibin 25.000 TL'sını aşan kısmı yönünden İİK'nun 169-a/5. maddesi gereğince durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeni ile takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğunun ve hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile açık şekilde ispatlanmasının gerekeceği-
Borçlunun zamanaşımı def'i kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiğine göre, alacaklının inkar tazminatına mahkum edilmesinin doğru olmadığı-
Senet bedelinde tahrifat yapıldığı iddiası borca itiraz olup, İİK'nun 169-a/6. maddesine göre borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının, takip konusu (asıl) alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edileceği-
Borçlunun icra mahkemesine, takip dayanağı bononun teminat olarak verildiği, taraflar arasında akdedilmiş olan iş yapım sözleşmesine ek protokolde de alacaklı tarafından senedin teminat senedi olduğunun kabul edildiği ve anılan borcun ödendiği başvurusu, İ.İ.K madde 168/5 ve madde 169/a-5. kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, borçlunun itirazının kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Takip konusu çeki imzalayanın kişinin keşide tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili olmadığı hususu ihtilafsız olup, borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu, bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasına göre; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Senedin, teminat amacıyla verildiği gerekçesiyle borçluların borca itirazının kabulü halinde, borçlular hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz sırasındaki ikrarının müzayaka altında yapıldığı düşünüldüğünde ve yasal olarak ancak ödeme emri tebliği üzerine senedi inceleme ve itiraz olanağı doğacağı gözönünde tutulduğunda, bu ikrarın ödeme emri tebliği ile doğan imza itirazı olanağını ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağının kabulü gerektiği- İhtiyati haciz sırasında borçlunun borcu kabulü harici ikrar niteliğinde olup, bu ikrar, İİK.'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispatlanmadığından icra mahkemesince dikkate alınamayacağı-
Senedin teminat senedi olduğu iddiası, borca itiraz olup kabulü halinde takibin "iptaline" değil, "durdurulmasına" karar verileceği-