Senedin teminat senedi olduğu iddiası, borca itiraz olup kabulü halinde takibin "iptaline" değil, "durdurulmasına" karar verileceği-
Bononun miktara ilişkin yazı ile yazılan kısmında tahrifat yapıldığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş ve takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılması gerekli olsa da, bononun düzenlenme tarihindeki Türk lirasının değeri göz önüne alındığında, 275.00 TL için bono düzenlenmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, bononun miktarının yazı ile bono metnine yazılırken "bin" kelimesinin maddi hataya dayalı olarak yazılmadığının kabulü gerektiği; mahkemece; “ikiyüzyetmişbeş” ibaresinin arkasına (bin) yazısının sonradan eklendiğini tespit edildiğinden, icra takibinin 274.725,00 TL'lik kısmının durdurulmasına karar verilmesinin kabulünün aşırı şekilcilik olup, ağır hak kaybına neden olacağı-
Bonoda "emrühavale" ibaresinin çizilmesinin, senedin kambiyo senedi olma vasfını etkilemeyeceği ve bonoyu nama yazılı hale getirmeyeceği- Ödenmesi sözleşme ile şarta bağlanmamış olan senedin kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içerdiği anlaşıldığından,  takibin iptaline ilişkin istemin reddi gerektiği-
İtfa itirazına dayanak olarak sunulan belgelerde, takip dayanağı senede atıf yok ise, borca itirazın kanıtlanamamış olacağı- Takibe konu bonodaki imzaya itiraza üzerine bu hususta bir inceleme yapılmamışsa da, borçlunun mahkeme kararını temyiz etmemekle bu kısım yönünden alacaklı lehine “usuli kazanılmış hak” doğduğu-
Takibe konu senetlerin teminat olarak verildiği ve senet bedellerin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçluların itirazı kabulü halinde, İİK. mad. 169/a-5 uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi ve borca itirazın esasına girilmediğinden alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının isabetli olmadığı-
Borçlunun ödeme belgesi olarak sunduğu ve imzası alacaklı tarafından ikrar edilen belgede yer alan “senede karşılık arsamı verdim” ibaresi uyarınca borca itirazın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiği-  Alacaklının "arsanın, senet bedelini karşılamadığı"na yönelik iddiaların yargılama gerektirdiğinden dar yetkili icra hukuk mahkemesince dikkate alınamayacağı-
Bonoya dayalı icra takibine başlanması ile 3 yıllık zamanaşımı kesilmişse de, zamanaşımının ilk kesilme tarihi olan takip tarihi ile ödeme emrnin tebliğ edildiği tarih arasında zamanaşımını kesen bir takip işlemi yapılmadığından bonoya ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile "takibin durdurulmasına karar verilmesi" gerektiği bu durumda "icranın geri bırakılmasına" karar verilemeyeceği-
Senette keşide yerinin ve keşide tarihinin sonradan doldurulduğu, dayanak senedin teminat senedi olduğu konusunda yapılan borca itirazın icra mahkemesinde duruşmalı olarak görülmesi gerektiği-
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazın kabulü halinde, İİK. mad. 169/a-5 uyarınca takibin "iptaline" değil, "durdurulmasına" hükmolunması gerektiği-
Borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmeyeceği- Borca itiraz başvurusunun niteliği gereği duruşma açılarak, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olup olmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-