İhtiyati haciz kararının ve borçlunun taşınmazına uygulanan ihtiyati haczin zamanaşımını durdurmayacağı- Bono vasfı taşıyan takip konusu senet yönünden üç yıllık zamanaşımı gerçekleşmiş olup muteriz borçlu hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü ile icra takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterli olduğu, her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılmasının gerekli olduğu-
Borçlu vekilinin temyiz süre tutum dilekçesinin havale işlemi ile mahkeme ekranlarına düştüğü tarihin "temyiz tarihi" olarak kabulü gerekeceği- Takip konusu çekin keşidecisi limited şirketin ticaret sicil gazetesinde yayımlanan statü tadili ile nevi değişikliğine giderek. A.Ş. ünvanını aldığı, söz konusu şirketin, genel kurul toplantısında, yönetim kurulunca alınan karar ile şirketi temsil edecek (iki kişinin müşterek imzası ile) kişilerin belirtildiği, takip dayanağı çekte ise, alınan karardan farklı olarak keşideci hanesinde tek imzanın atılı bulunduğu görüldüğünden, muteriz borçlu şirketin borçtan sorumlu tutulamayacağı-
Takip dayanağı çek, muhatap bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını taşımadığı, mahkemece, borçlu yönünden İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Senedin "teminat senedi" olduğu iddiasının borca itiraz olduğu ve kabulü halinde, ''takibin iptaline'' değil 'takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerektiği-
TTK’nda zamanaşımını kesen sebepler arasında yer almadığından istihkak davasının açılmış olmasının "zamanaşımı"nı kesmeyeceği ve mahkemece, bonoya dayalı icra takibinin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı nedeniyle "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, takip öncesi zamanaşımı itirazının kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin geri bırakılmasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından imzası inkar edilmeyen 21.05.2013 tarihli ödeme belgesinde, “Tutanaktır. 25.6.2011 tarihli senet tutanağıdır. Ben ......, ........'ten 15.00,000 Aldım = bin beşyüz TL 25.6.2011 tarihli senedim geçersizdir. Paramın tamamını aldım. Onbeşbin Liralık senet geçersizdir” açıklaması olduğu, bu durumda, ödeme belgesinin, borca itirazı kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK'nun 169/a-1. maddesine uygun nitelikte belgelerden olduğu- İmzayı kabul eden alacaklının, ödeme belgesinde tahrifat yapıldığına ilişkin iddiası yargılamayı gerektirmekte olup, dar yetkili icra mahkemesinde borca itiraz halinde, ancak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca inceleme yapılabileceği-
Sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulmasının zorunlu olduğu-
