Davacının bilirkişi raporunda belirtilen ve mahkemece ödenmesine karar verilen bu miktar yönünden talebi olmadığı gibi, bu miktar yönünden nispi harcın da yatırılmadığı anlaşılmakla mahkemece taraf talebiyle bağlı kalınması gerektiği- Çıkma payının ödenmesi istemli davada, talep sonucunun kabul edilen miktarı üzerinde nispi harcın ödenmesine hükmedilmesi gerektiği-
İtirazın iptaline karar verilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itirazın iptaline karar verilen takip alacağı yönünden icra emri tebliğ edilmeksizin itirazın iptaline karar verilen takip alacağı kadar haciz yapılabileceği- Takip talebindeki alacak kalemleri arasında yer almayıp, itirazın iptali kararında hükmedilen inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya icra emri düzenlenerek tebliğ edilmediğine göre, belirtilen alacak kalemlerinin dosya hesabına dahil edilerek bu miktar yönünden de haciz yapılmasının mümkün olmadığı- Borçlu icra mahkemesine başvurusunda icra emri gönderilmeden itirazın iptali kararında hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatının da eklenerek dosya hesabı yapılarak malvarlığına haciz konulduğunu ileri sürdüğünden icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilen takip alacağını aşan miktar yönünden iptali ile haczin bu miktar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedemeyeceği- Bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği- 28.07.2020 yürürlülük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK'nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir eylem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceği-
Davalı-karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminata yönelik usule uygun faiz talebi bulunmadığı halde bölge adliye mahkemesince talepten fazlaya hükmedilmek suretiyle maddî ve manevî tazminatların "Hükmün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline" karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu-
Davacı-karşı davalı kadının istinaf dilekçesinin içeriğinde boşanma ve ziynet alacağı talebinin reddedildiği davasının tümüyle kabulü gerektiği belirtildiğine göre istinaf talebi bulunduğu halde, ziynet alacağı davasına ilişkin istinaf talepleri incelenmeden talebe uygun olmayan istinaf sınırlaması yapılmak suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı-
Somut olayda, davacı alacaklı tarafından üçüncü kişi Bankanın, istihkak iddiasının kaldırılması talep edilmiş ise de, uyulan bozma ilamında, İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi itiraz niteliğinde olup, uyuşmazlığın istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nın 96-97 maddelerindeki yazılı kurallara göre çözümlenmemesi gerektiği belirtildiğinden açılan istihkak davasının reddi gerekirken, HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak talep dışına çıkılarak İİK'nın 89.maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Talepten fazla maddî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Davacı, yargılama sırasında, aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmiş; mahkemece, dava konusu aracın yenisi ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde .........TL bedelin aracın iade edilmesi suretiyle davalılardan tahsiline karar verilmişse de; HMK'nın 26. maddesi uyarınca hakimin tarafların talepleri ile bağlı olup, bundan fazlasına veya başka şeye karar veremeyeceği- Aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaz ise, hükümde yazılı olmasa da İcra İflas Kanunu'nun 24. maddesi gereğince işlem yapılacağı-
Munzam zarar hesabında her bir davacının tahsil talebinde bulunduğu davalıdan talep edebileceği tutarın, davalının asıl davada davacıya karşı sorumlu tutulduğu bedel üzerinden ayrı ayrı hesaplanması, kesinleşen hükümde davalının yalnız ......... ada ..... parsel yönünden zarar tazmininden sorumlu tutulduğu ve kararda hükmedilen bedellerin her iki davacı bakımından hükmedilen toplam tutar olmakla her bir davacının kendi payına düşen tazminat tutarı üzerinden hesaplanacak munzam zararı talep edebileceği gözetilerek bu yönde hesaplama yapılması gerekeceği, .............. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararıyla kesinleşen ve munzam zarar talebine konu alacakla ilgili taşınmaz hisselerinin satışı tarihinden dava tarihine kadar geçen süredeki enflasyon verilerini gösterir TEFE, TÜFE-ÜFE oranları, banka vadeli mevzuat faiz oranları, döviz kurları, devlet tahvil faiz oranları, işçi ücretleri ve diğer yatırım araçları ile ilgili getiri bilgileri, resmi kurumlardan sorulup tesbit edildikten sonra, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, tahsiline karar verilen davacı alacağının vekaleten satış tarihinde bu yatırım araçlarından oluşacak sepete yatırılması ve değerlendirilmesi halinde dava tarihinde asıl alacakla birlikte getirisinin ulaşabileceği miktardan hükmedilen asıl alacak ve bu alacağa temerrüt tarihi olan satış tarihinden dava tarihine işleyecek faiz tutarı toplamı düşülerek bulunacak fark konusunda gerekçeli, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp değerlendirilerek faizle karşılanamayan zarar konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Buna göre bölge adliye mahkemesince; davacının sözleşmenin 6/c maddesi gereği talep ettiği tazminat miktarı ........ TL olup taleple bağlılık ilkesi gereği davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile daha az miktar üzerinden kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-