926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'ndan kaynaklanan eğitim ve öğretim alacağının tahsili istemine ilişkin davada, dosyada mevcut maliyet çizelgesinde yükümlüye yapılan masrafların eğitim ve öğretim sonu itibariyle belirlendiği, bilirkişi tarafından hesaplanan asıl alacak için her bir dönem sonu tespit edilerek bu tarihten itibaren taleple bağlı kalınarak ayrılış tarihine kadar işlemiş faizi de hesaplanıp hüküm altına alınması ve ayrıca asıl alacak için ilişik kesme tarihinden itibaren faize de hükmedilmesinin gerektiği- Mahkemece davacının asıl alacak ve işleyecek faizin bitiş tarihi yönünden dava dilekçesinde belirttiği alacak kalemi aşılarak asıl alacak ile dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarı olmak üzere toplam alacağın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verildiği ve böylelikle taleple bağlılık kuralına aykırı karar verildiği-
Davacının çekişmeli taşınmazı annesinde satın aldığı, taşınmaz üzerindeki muhdesatların kendi emek ve masrafı ile yapıldığı, davalıların herhangi bir haklarının bulunmadığı iddiasına dayanarak taşınmazın tamamı hakkında dava açmış olup mahkemece davacının kök murisden miras payı isteği bulunmayıp, annesinden davalı tarafından sahte olduğu ileri sürülen senetle satın alma iddiası mevcut olduğundan mahkemece HMK’nın 25. ve 26. maddelerine aykırı olacak şekilde taleple bağlılık kuralının dışına çıkılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Muvazaa iddiasının usulünce ispat edilemediği ve muris muvazaası iddiası yönünden 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen şartların eldeki davada oluşmadığı uygulanamayacağı bu nedenle ileri sürülen böylesine bir kazandırmanın şartlarının varlığı halinde tenkis davasına konu olabileceği-
Terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; mahkemece verilen kararda talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesinin doğru görülmediği ve kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerektiği-
Hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümün, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
Mahkmece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı- Davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup; dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talep bulunmadığından talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davalı-davacının usulüne uygun bir ıslah talebi bulunmamasına rağmen, kadın lehine talepten daha fazla miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
HMK'nun 26. maddesinde Taleple Bağlılık İlkesi başlığı altında "(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmü yer almaktadır. Buna göre hakim tarafların talepleri ile bağlı olup, bu talepten başka bir şeye karar veremeyeceği-
Uluslararası karayolu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, MK m.26 gereğince hakimin, tarafların talep ve sonuçlarıyla bağlı olup, fazlasına karar veremeyeceği, bilirkişi raporunda çıkan meblağın tarafların talebini aşması durumunda da tarafların talebiyle bağlı kalınılacağı-
Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, taraflara muris babalarından intikal eden ev, depo ve zeytinlik niteliğindeki ... sayılı taşınmazın murisin ölüm tarihinden bu yana davalı tarafından kullanıldığını öne sürerek elatmanın önlenmesine, her bir davacı için dava tarihinden geriye dönük olarak 6.500'er TL, ihtarnamenin tebliğ tarihinden sonrası için ise aylık 150'şer TL ecrimisilin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.HMK’nın 26. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ancak; taşınmazda bulunan depo yönünden davacılar tarafından dava tarihinden geriye dönük olarak beş yıllık ecrimisil istendiği halde, mahkemece talep aşılmak suretiyle, dava tarihinden geriye doğru 12 yıllık dönem hesaplanarak ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün depo için hesaplanan ecrimisil bedeli yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.