Davacı vekili, iki farklı tarihteki dava dilekçelerinden birinde davalı olarak davalı kurum ve sahibi olarak gösterilmişken, ikinci dilekçede sadece kurumun gösterildiğinin ve mahkemece davalıların her ikisi hakkında müştereken hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının davalıya yönelik tazminat talebinin olup olmadığı tam olarak anlaşılmadığından, davacı vekilinin .......... tarihli duruşmadaki beyanının HMK 31. maddesi uyarınca açıklattırılması ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın, dava konusu taşınmazın yarısının davalıdan satın aldığını, satış parasının ödediğini iddia ettiğine göre, davacı satış ve ödeme iddiasını ispatlaması gerekeceği, dava değeri HMK’nin 200/1 maddesinde belirtilen sınırın üzerinde bulunduğundan kural olarak davacı tarafın iddiasını senetle ispatlaması gerekeceği- Senette yer alan bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları ile YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlara, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması, Yargıtay'ın denetimine elverişli bu konuda uzman bilirkişilerden, bir hesap uzmanı, bir serbest muhasebeci ya da mali müşavir ve bir bankacıdan oluşturulacak kuruldan rapor alınması ve ödenen bedelin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin tahsiline karar verilmesi gerekeceği, davacının harici satış nedeniyle davalı yana ödediği harici satış bedelinin, ................ tarihinde yapılan kısmi pay devri ve taşınmazın devredilmeyen kısımları için yapılan ödemenin iadesinin talep edildiği nazara alınmak sureti ile yukarıda açıklanan denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekmekte iken yazılı gerekçelerle taşınmazın güncel değeri üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı- HMK ‘nin 26. maddesine aykırı olarak dava dilekçesinde toplam ................. TL alacak isteminde bulunulmasına rağmen, talebin aşılarak ............... TL’nin hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebi değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi, aynı şekilde ..... ada ...... no'lu parsele yönelik harç ikmali yapıldıktan sonra elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi yönünden de toplanmış ve/veya toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince kararın gerekçe kısmında gerek koşulları oluşmadığı gerek ispatlanamadığından davacının gabin, hata ve hile iddiasına dayalı asıl talebi olan tapu iptali ve tescil talebinin dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de hüküm fıkrasında bu talebe yönelik hüküm tesis edilmediği, taleplerin her biri hakkında, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmayacak şekilde yeniden biri karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekeceği-
Bozma ilamında açıklandığı üzere davacı tarafından dava dilekçesinde duvara ilişkin bir talep olmadığından ve mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiğinden duvar yönünden elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde bozmaya uyulmuş ve bu doğrultuda hükmün 1. fıkrasında duvar yönünden bir karar verilmemişse de maddi hataya düşülerek kararın gerekçe kısmının son paragrafında “duvarın davalı tarafından kaldırılmasına” ibaresine yer verilmiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece bozma ilamına uyularak duvar yönünden hükmün 1. fıkrasında duvara ilişkin bir karar bulunmadığı halde hükmün 3. fıkrasında “duvarın kaldırılmasına” ibaresinin bulunması yanı sıra müdahalenin sonlandırılması ve kal için de davalıya süre verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; öncelikle çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişiler eşliğinde yapılacak keşifte taşınmazın kadimden beri ne şekilde kullanıldığının, tarım arazisi olarak kullanıldığı beyan edildiği takdirde davacıların taşınmazı edinim şeklinin araştırılması, satın alma ile yolu ile edinilmiş ise satın aldıkları önceki maliklerin zilyetliğine de dayanacakları için kaç yıldan beri taşınmazın tarım arazisi vasfı ile kullanıldığının belirlenmesi gerekeceği, bunun yanı sıra çevre parsellerin dayanak kayıtları, Toprak Komisyonun ve Mera Komisyonun mera çalışmalarına dair tahsis kayıt ve krokileri, 1971 ve öncesi tarihlere ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilip uzman bilirkişilere zeminde uygulatılması, taşınmazın niteliğinin kesin olarak saptanması, keşfi izlemeye uygun fen bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- HMK 26. maddesi gereğince, davacılar dava dilekçesinde 10'ar dönüm yerin tescilini talep etmiş olmasına rağmen talep aşılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı taşeronun sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirmediği için sözleşmeyi feshettiklerinden bahisle iş bedeli olarak verilen dairelerin tapusunun iptali ve adlarına tescilini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile sözleşmelerin geriye etkili feshi ve davalılar N. Toktaş ile Ummuhan Toktaş adına kayıtlı olan bağımsız bölümlere-
Somut olayda, miras bırakanın davacıyı vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından ıskat ettiği ve malvarlığının önemli bir kısmını davalılara temlik ettiği, adına kayıtlı başka taşınmaz kalmadığı açık olup, dinlenen tanık beyanları ile anılan bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı- Asıl dava yönünden, davacı dava ve beyan dilekçelerinde, temyize cevap dilekçesinde açıkça talebinin saklı pay oranında iptal-tescil olduğunu belirtmiş olup, HMK’nun 26. maddesi gözetilmeksizin, talep aşılarak tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı- Birleştirilen dava yönünden ise; davacı mirastan ıskatın iptalini talep etmiş olup, HMK’nın 297/2 maddesi uyarınca olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
Davacının 5 yıllık ecrimisil talep ettiği, mahkemece de gerekçe kısmında 5 yıllık ecrimisile hükmedildiği belirtilmesine rağmen, kurulan hükümde 4 yıllık miktar olan ................. TL’ye hükmedilmesinin, davacının faiz talebi olmasına rağmen buna ilişkin bir karar verilmemesinin, yine davacının elatmaya ilişkin bir talebi olmamasına rağmen bununla ilgili hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Harcın, kabul edilen tutar üzerinden davalıdan tahsil edileceği, mahkemece, davacıdan da harç tahsili yapılması hatalı olduğu gibi peşin harçtan artan kısmın da davacıya iadesine karar verilmemesinin yanlış olduğu- Hükümde yargılama giderleri ile ilgili kabul ve ret oranına göre belirleme yapılmışsa da; hakkında feragat nedeniyle ret kararı verilen davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsil edilmesinin isabetli olmadığı, yapılan masrafların kabul ve ret oranına göre davalı ...’e yükletilmesi, yine davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin de davalı ...’den alınmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahallinde yapılan keşifte dava konusu taşınmazın tahsis tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığı tespit edilmiş olup tahsis işleminin de geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla davacıya tahsis edilen yer hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacıya naklini sağlayacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, öncelikle 36 No'lu Toprak Komisyonu kararına dayalı olarak hazırlanan harita veya krokinin araştırılması, bu krokiye istinaden kura sonucu davacıya tahsis edilen yerin saptanması, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken talebi aşan bir şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-