Her ne kadar ilk derece mahkemesince ‘Geçici Kira İndirimi’ açıklamasıyla ödenen son kira bedeli dikkate alınarak, davacının talep edebileceği bir yıllık cezai şart tutarı hesaplanmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de; son dönem iş yeri kira bedeli 6.117,12 Euro+ KDV olup, tarafların anlaşması ile geçici olarak ödenen tutarın geçerli kira bedeli olarak dikkate alınmasının doğru olmadığı, kaldı ki bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından önce verilen ............. tarihli mahkeme kararında da indirimsiz kira tutarı esas alınarak hüküm kurulmuş olup, davalı tarafça verilen istinaf dilekçesinde bu hususa açıkça itiraz edilmediğinden, ilk derece mahkemesince; aylık kira bedelinin 6.117,12 Euro olduğu ve buna göre hesaplanan cezai şart tutarı dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Takdiri indirim oranının kısmi talebe uygulanarak talep edilen 10.000 Euro ceza şart üzerinden %50 indirim uygulanmak suretiyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Hakimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve ondan fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği- Somut olayda, tarafların cezai şartın iptali talebi olmadığı halde davalı lehine cezai şart bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının Vakfın evladı olduğunun tespitine karar verilmesini istediği halde, Mahkemece talep aşılarak tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilemeyeceği-
Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 392. maddesi hükmü gereğince vekilin, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunlu olduğu, somut olayda; davacının davalıya .............. tarihinde satış yetkisini de içerir vekaletname verdiği, davalı vekilin bu vekaletname ile davacının maliki olduğu altı adet daireyi sattığı, taraflar arasında düzenlenen ........... tarihli belgede, davalı tarafça satılan daireler karşılığı elde edilen toplam 208.500.000.000 eski Türk Lirası yönünden davacının davalıyı ibra ettiğinin anlaşıldığı, .............. tarihli belgede yer alan ibra hükümlerinin tarafları bağlayacağı hususu açık olup, mahkemece, düşük bedelli daire satışına ilişkin talep bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Davacının talebinin, davalı tarafça kiraya verilip de kendisine ödenmeyen 15.000TL'ye ilişkin olduğu halde mahkemece, hükme esas alınan rapordaki hesaplamaya göre davacı talebi aşılmak suretiyle 18.476 TL kira alacağı olduğunun tespitinin mümkün olmadığı-
Davacının talebi dikkate alınmadan talebi aşacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Somut olayda, 05.05.2022 gününün temyiz süresinin son günü olduğu, temyiz dilekçesinin UYAP havale tarihinin ise 06.05.2022 olarak göründüğü anlaşıldığından süresinden sonra sunulan temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği- Kadının dava dilekçesinde 1.000TL yoksulluk nafakası talep ettiği ve usûlüne uygun yapılmış bir ıslah talebi de bulunmadığına göre bölge adliye mahkemesince talep aşılarak kadın yararına aylık 1.500TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Desteğin nüfus kayıtları celp edilerek, kaza tarihinde desteğin anne ve babasının hayatta olup olmadığı hususunun araştırılması ve destek payları esas alınmak suretiyle, davacı eş ve çocukların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarının belirlenmesi için aktüer bilirkişiden ek rapor alınması gerektiği- Davalının, temin ettiği ZMMS poliçe limiti ile sınırlı olarak zarardan sorumlu olacağı açık olduğundan, limit üzerinde kalan miktarın ferilerinden de (yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlar) sorumluluğunun bulunmadığı- Manevi tazminata ilişkin kısmı kesinleştiği halde yeniden bu konuda hüküm kurulamayacağı-
Hizmet tespiti istemi-
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, Kepez Belediye Başkanlığından gönderilen yazı cevabı içeriği ile tedavüllü tapu kaydında belirtilen imar uygulamasına ilişkin beyanlar arasındaki çelişki giderilmeli, çekişmeli taşınmazı kapsayan imar uygulamasına ilişkin tüm plan, harita ve ilgili diğer bilgi ve belgeler getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle bozma ilamında belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak ve özellikle 1996 tarihli imar uygulaması ve en son tarihli imar uygulaması ile ilk tesis kadastrosu ve yenileme kadastrosuna ait harita ve paftaların çakıştırılması suretiyle denetime elverişli rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmelidir. HMK’nin 26. maddesi uyarınca mahkemenin taleple bağlı olup talepten fazlasına hükmedemeyeceği de gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
9. HD. 30.06.2022 T. E: 7253 , K: 8583