Mahkemece davacı şirketin talebinden daha fazla akdi faiz miktarına hükmedildiğinin, İİK'nın 158/2 maddesi uyarınca gönderilen depo emrinin de bu aşılmış talebe göre hazırlandığının dosya kapsamından anlaşıldığı, bu durumda usulüne uygun düzenlenmeyen depo kararına dayanılarak iflas kararı verilemeyeceğinden mahkemece, yeni bir rapor veya ek rapor alınarak tespit edilecek borç ve fer’ilerini içeren depo kararının, davalı şirkete Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun tebliği neticesinde oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olan dava da dava konusu taşınmazda davalının hissesi kalmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; davacıların ikinci kademedeki tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği-
Taraflarca hazırlama ilkesinin, davanın ve savunmanın dayanağı olan vakıaların ve bunların delillerinin taraflarca mahkemeye bildirilmesi demek olduğu- Hâkimin, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemeyeceği ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamayacağı-Dava konusu olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, kroki, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık deliline dayanmışsa da açıkça dava konusu taşınmazın su ve elektrik aboneliğine dayanmadığı halde, -taraflarca getirilme ilkesine aykırı olarak- mahkemece re’sen İSKİ, İGDAŞ ve BEDAŞ’a ayrı ayrı müzekkere yazılarak, dava konusu taşınmaza ait abonelik kayıtlarının kimin üzerine olduğunun bildirilmesi istenerek, bu delile göre yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının ücret alacağına yönelik ilk olarak İş Mahkemesi'nde açtığı davanın görevsizlik sebebiyle bozulduğu, görevli mahkemede eser sözleşmesi olarak nitelendirilen davada davacının alacağını daha az bir miktar olarak talep ettiği, bunun üzerine mahkemece ilk açılan davada talep edilen daha yüksek miktara göre kısmen kabul kararı verilmesinin HMK 26.maddesinde yer alan taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Mahkemece, davalının yasal süre içinde bildirdiği deliller toplanmadan yargılama yapılarak hüküm kurulduğu, davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanınmadan yargılamanın tamamlanması, savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğu- Tefrik kararı verildikten sonra, tefrik edilen alacaklar hakkında esasa yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Davacının hüküm altına alınan alacaklar için yasal faiz uygulanmasını talep ettiği, mahkemece, talep aşılmak suretiyle en yüksek mevduat faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Dava harçlarının eksik ödendiğinin yargılama sırasında anlaşılması halinde, yalnızca o celseye devam olunacağı, davacı tarafa eksik harcı tamamlaması için uygun bir mehil verileceği ve harç tamamlanmadıkça yargılamaya devam olunmayacağı; mahkemece verilen süre içinde eksik harcın tamamlanmaması halinde, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermek gerektiği- Somut olayda, tapu iptal ve tescil davasına konusu taşınmazın değeri tespit edilip harç tamamlattırılmadan davanın reddine karar verilse de karar tarihinde harçlandırılmış değer istinaf sınırının altında kalsa da, davacı dava değerinin çok daha yüksek olduğunu belirterek kanun yoluna başvurduğundan, dava değeri tespit edilmeden ve davacıya eksik harcı tamamlaması için uygun bir mehil verilmeden istinaf kanun yoluna ilişkin dilekçenin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava dilekçesinde ipoteğin terkini talebinin dayanağı olarak "borcun ödendiği" vakıasına değil, "baştan itibaren ipotek tesisinin geçersiz olduğu" vakıasına dayanıldığı gözetildiğinde, davanın TMK 883 uyarınca "ipoteğin terkini" davası olarak değil, "İİK. 150 uyarınca borçlu bulunmadığının tespiti davası olarak nitelendirilmesi" ve buna göre çözüme kavuşturulması gerektiği- İİK’nın 150. maddesinin eldeki davaya uygulanmasının, taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturmayacağı- İpotek, "muris ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin teminatı" olarak tesis edildiğinden, murisin ölüm tarihi itibariyle davalı şirkete borcu olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte ise de, davalı vekilinin "ipoteğin, dava dışı üçüncü bir kişinin borcu için tesis edildiğine" ilişkin beyanı da gözetilerek, ipotek tesisine ilişkin vekâletnamede vekile tanınan yetkiler de gözetilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği- Mahkemece ipotek tesisinin hukuken geçerli olup olmadığı tartışıldıktan sonra, bu ipoteğe bağlı olarak yapılan icra takibi nedeniyle davacıların borçlu olup olmadıklarının hakkında bir karar verileceği- "Davalı vekilinin beyanı karşısında bozma kararında belirtildiği gibi bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı, davalı tarafça sunulan cari hesap ekstrelerine göre ipoteğin üçüncü bir kişinin borcu için tesis edildiği, ikrar kesin delil olduğundan davanın kabulünün gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Taleple bağlılık ilkesi uyarınca, takip talebinde talep edilen alacak miktarının, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen miktardan düşük olduğu nazara alınarak takip talebindeki miktarın üzerine çıkılmak suretiyle karar verilemeyeceği-
Başkası ile arasında soybağı bulunmayan davacının soybağının reddini ve babalığın tespitini istediği ve babalığın tespiti talebinin eldeki davadan tefrik edildiği anlaşıldığına göre; İlk Derece Mahkemesince soybağının reddi talebinin HMK'nin 114-h maddesi gereğince hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, tefrik edilen babalığın tespiti talebi hakkında yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davacı tarafın, dava konusu taşınmazın yarısının davalıdan satın aldığını, satış parasının ödediğini iddia ettiğine göre, davacı satış ve ödeme iddiasını ispatlaması gerekeceği, dava değeri HMK’nin 200/1 maddesinde belirtilen sınırın üzerinde bulunduğundan kural olarak davacı tarafın iddiasını senetle ispatlaması gerekeceği- Senette yer alan bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları ile YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlara, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması, Yargıtay'ın denetimine elverişli bu konuda uzman bilirkişilerden, bir hesap uzmanı, bir serbest muhasebeci ya da mali müşavir ve bir bankacıdan oluşturulacak kuruldan rapor alınması ve ödenen bedelin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin tahsiline karar verilmesi gerekeceği, davacının harici satış nedeniyle davalı yana ödediği harici satış bedelinin, ................ tarihinde yapılan kısmi pay devri ve taşınmazın devredilmeyen kısımları için yapılan ödemenin iadesinin talep edildiği nazara alınmak sureti ile yukarıda açıklanan denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekmekte iken yazılı gerekçelerle taşınmazın güncel değeri üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı- HMK ‘nin 26. maddesine aykırı olarak dava dilekçesinde toplam ................. TL alacak isteminde bulunulmasına rağmen, talebin aşılarak ............... TL’nin hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-