Davaya konu gecikme tazminatı isteminin, tespit tarihine kadar talep edildiği halde HMK'nun 26. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde, iskan izni alındığı tarihe kadar hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek talepten fazlasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, öncelikle davacıya verilebilecek bir dairenin olup olmadığının tespiti, olmadığının anlaşılması halinde belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın yapılacak hesaplama sonucuna göre sonuçlandırılması yerine, yanılgılı gerekçeyle davanın satım akdinin geçersizliğinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin yerinde olmadığı-
Mahkemece, öncelikle davalıların Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme 13 üncü maddeleri hükümlerine uygun olarak istifa edip etmediği araştırılarak, istifa gerçekleşmiş ise davacı kooperatifin istifa eden ortaktan istifadan sonra doğan inşaat finansman gideri kapsamında aidat isteyemeyeceği; ancak ortağa tahsis edilen konutun tapu iptalini isteme hakkının doğduğu; taşınmazı ortak yeri teslim etmemiş ise ortağın müdahalesinin men'ini ve istifaya rağmen taşınmazdan yararlanmaya devam ediyorsa genel giderleri isteyebileceği, inşaat yapım giderlerini isteyemeyeceği; istifa gerçekleşmemiş ise, üyelik aidatlarını güncellemeden faiziyle birlikte talep edebileceği göz önüne alınarak kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ilgili ilkeler doğrultusunda yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
HMK.nun 26.maddesi gereğince hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği ve bu durumun kamu düzeniyle ilgili olduğu-
Diğer ortaklara konut tahsis edildiği halde davacıya tahsis edilecek bir konut bulunmadığının belirlenmesi durumunda, davacıya verilecek tazminatın Yargıtay'ın ilgili dairesinin 29.11.2011 tarih 2011/193 - 2011/2170 kararında açıklandığı şekilde beş aşamalı hesap yöntemi ile hesaplanması ve davacının tazminat talebinin 2.500,00 TL olduğu göz önüne alınarak HMK'nun 26. maddesi ile açıklanan taleple bağlılık ilkesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği-
Davacı tarafça, süresinde teslim edilmeyen dairelerden dolayı beş yıllık yoksun kalınan kira kaybı talep edildiği halde, mahkemece HMK'nun 26. maddesi hükmüne aykırı olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6. maddesindeki cezai şart üzerinden hüküm kurulmasının yerinde olmayacağı-
Birleşen davanın davalılarından arsa sahibi K.T.'nın harcı yatırılarak açılmış bir davası veya bu konuda herhangi bir surette ileri sürdüğü talebi bulunmadığı halde, yüklenicinin açtığı bu birleşen davada anılan davalı yararına kira tazminatına hükmolunmasının HMK'nun 26. maddesine (HUMK 74. md.) aykırı olacağı-
Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi hükmüne göre, faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun yaptığı kısmi ödeme alacaklı tarafından öncelikle faize mahsup edilebileceği, bu ilke aksi yönde bir genel kurul kararı alınmadıkça veya davalı kooperatifte aksi yönde bir uygulama bulunmadıkça, kooperatif alacaklarında da uygulanacağı-Borçlar Kanunu'nun 104/son madde ve fıkrası uyarınca, gecikme faizine faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı-