Alacaklı banka tarafından kredi borcunun ödenmememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı ve dava açılmadan ihtiyati tedbir talep edildiği, dava açılmadan İİK'nun 72. maddesi uyarınca takibin durması ya da icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilemeyeceği gibi, İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra takibin durdurulması niteliğinde satışın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması gerekirken, işin esasına da girilmek suretiyle borçlu ...’nun istinaf isteminin esastan reddedilerek çelişki ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması mümkün olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmuş olduğu-
Adi ortaklığın diğer ortak veya ortaklarının, adi ortaklığın konkordato talep eden şirketten olan alacakları için konkordato oylamasına katılabileceği- Konkordatoya tabii alacağı temlik alanlara oy hakkı tanınması gerektiği- Grup şirket olgusundan yararlanılarak borçların konkordato talep eden şirketin mali bünyesinden ödenmesi halinde, temlik nedeniyle bu grup şirketinin gerçek alacaklı olamayacağı kabul edilerek iyiniyetli davranış içinde olmayan davacı şirketin konkordato reddine karar verilmesi gerektiği- Alacaklının 3. kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesinin konkordato kurumunun amacına uygun olacağı- 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının "adi alacak" olarak nisaba dahil edilmesi, borçlu ve rehin veren 3. kişinin İİK. 303 çerçevesinde hareket etmesi gerekeceği- Taşınmazlar üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden, bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta "adi alacak" olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, nisap dışında tutulmasının hatalı olduğu- Geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesinin duracağı- Asıl alacaklının alacağının İİK. 294/3 uyarınca, mühlet sonrası faiz işletilmeden belirlenmesi, kefilin henüz ödemediği borç için nisaba dahil edilmesinin önüne geçilmesi ve nisabın yeni oluşacak alacak miktarı ve alacaklı sayısına göre belirlenmesi gerektiği-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- Bu durumda İİK'nun 45/1 hükmü uyarınca rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Bu hususun kamu düzeni ile ilgili ve süresiz şikayete tabi olduğu-
Kredi sözleşmesinin müteselsil kefilleri kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek vermişler ise bu halde asıl borçlu gibi haklarında öncelikle İİK'in 45. maddesinde öngörülen rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması zorunluluğu bulunduğu-
Asıl kredi borçlusu ile ipotek veren..... hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılması usulüne uygun olup, bu borçlu yönünden İİK 167. ve 45. maddeleri uyarınca aynı alacağa dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptaline ilişkin mahkeme kararında isabetsizlik olmadığı- Diğer borçlu ..., alacaklı ile borçlu şirket arasındaki kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, ipotek veren sıfatının bulunmadığı ve hakkında aynı alacağa ilişkin olarak şikayete konu kambiyo takibi dışında bir takip başlatılmadığı görülmüş olup bu borçlu yönünden şikayete konu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığı-
Alacaklı bankanın şikayete konu takipteki alacağın ipotek ile temin edilmiş olduğuna ilişkin cevabi yazısı ekinde bulunan resmi akit tabloları incelendiğinde, ipoteğin, gerek kredi borçlusu şirketin ve gerekse ipotekli taşınmaz malikinin her türlü sözleşmeden, kefaletinden, ... kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak tesis edildiğinin ve ipotek üst sınırı toplamının da 1.280.000 TL olduğunun görüldüğü, bu durumda, şikayetçi borçlunun kefalet borcunun, bu ipoteklerin teminatı kapsamında olduğu anlaşıldığından, İİK’nun 45. maddesinin amir hükmü gereği hakkında öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması zorunlu olup, mahkemece, şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayete konu takip tarihi itibariyle henüz rehin paraya çevrilmediği halde yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçerek tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olan alacaklının, aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- Bu durumda İİK. m. 45/1 hükmü uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise, alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Kamu düzeni ile ilgili bu şikayetin süresiz yapılabileceği-
Şikayetçinin örnek 6 takipte taraf olmadığı, ipoteğin müteselsil kefillerin kefalet borcunun teminatı olarak da tesis edilmediği ve borçlu, alacaklı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla değil, takibe konu kambiyo senedinde keşideci-borçlu sıfatıyla takibe geçildiği görüldüğünden, şikayetçi yönünden örnek 10 takip yapılmasına İİK'nun 45. maddesi uyarınca engel bir hal bulunmadığı-
Alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının, öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğu- Mükerrerlik iddiası, ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceğinden örnek 6 takibinin iptaline yönelik itirazın reddi gerektiği-