Takibin yenilenmesi istemini reddeden müdürlük işlemini şikayet üzerine verilen kararın niteliği ve takipteki alacak miktarı (43.850,00 USD) dikkate alındığında kararın kesin nitelikte olmadığı- Tatbik edilen ihtiyati hacizler ödeme emrinin tebliği ve ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüştüğünden, haciz isteme hakkının düşmeyeceği ve bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle "dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar verilemeyeceği- İcra müdürlüğünün "takibin yenilenmesi" isteminin aciz vesikası verilmesinden itibaren bir yıl içinde talepte bulunulmadığı gerekçesi ile reddine yönelik işleminin İİK. m. 78 hükmüne aykırı olduğu-
Satın aldığı taşınmaz nedeni ile hakkında tasarrufun iptali davası açılan davacı üçüncü kişinin takibin düşürülmesine karar verilmesini istemekte hukuki yararı ve dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı-
Davacının ıslah dilekçesi ile TBK m. 19 'a dayandığı beyan etmesi durumunda mahkemece tasarrufun iptali davasının İİK 277 vd. uyarınca değerlendirilmesinin hatalı olduğu- Buna karşın borca mahsuben yapılan taşınmaz devrinin mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK m. 279/1-2 uyarınca tasarrufun iptaline karar verilen uyuşmazlıkta, dosyadaki diğer deliller ve davalının "davalı borçlunun durumunu bildiğini, taşınmazı ona yardım etmek için satın aldığını" beyan ettiği gözetildiğinde davanın kabulüne ilişkin verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlu ve üçüncü kişi arasındaki tasarrufun ardından kötü niyeti ispatlanmış dördüncü kişinin tasarrufunun iptal edilecek şekilde bir silsilenin takip edilmesinin gerektiği- Dördüncü kişi iyiniyetli ise dava bedele dönüşeceği- Somut olayda, mahkemece borçlu ile üçüncü kişi arasındaki akrabalık nedeni ile davalının borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu kabul edilmesine rağmen bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi, ardından silsileyi koparacak şekilde davalı ... yönünden kabul kararı verilmesi isabetli olmadığı-
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında kesinleşmiş bir alacağın varlığı ve yargılama boyunca da alacağın varlığının devam etmesi gerektiği- Davacının alacağının yargılama sırasında tamamen ödenmesi halinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
TBK m. 19'a dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin davada, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK m. 283/1,2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği, ancak bunun üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına da gelmediği- Muvazaa nedeniyle açılan davada taşınmazlarla ilgili devirlerin iptaline karar verilebilmesi için taşınmazları devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği- Taşınmazları devir alan dava dışı kişilerin, yine bu kişiler tarafından da devredilmişse son devre kadar tüm kişilerin de davaya dahil edilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, davaya dahillerinin talep edilmemesi halinde ise bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Bu davada dava değerini; davacının icra takibine konu kesinleşen alacak miktarı ile iptali istenilen tasarrufların değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, daha düşük olan davacının icra takibindeki kesinleşen alacağı üzerinden yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği, icra takibinin dava tarihindeki güncel kapak hesabı üzerinden değerlendirme yapılamayacağı-
4. kişi hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun, İİK'nun 280/1 maddesi kapsamında kötü niyetli olduğunun, yani borçlunun durumunu ve amacının bilerek tasarrufta bulunduğunun davacı tarafından ispatlanması gerekeceği- Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde, İİK'nun 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği- Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece re'sen araştırılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile, sıra cetvelinde, davayı kazanan alacaklının sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce tatmin edilmesi gerektiği-
Mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığı, açıklanan nedenlerle, tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz yargılama devam ederken başka alacaklılarca açılan tasarrufun iptali davası sonucunda, ihalede alacağa mahsuben alacaklılara ihalede satıldığından, davacının artık aynı taşınmaz hisselerinin haczini ve satışını isteyemeyeceği- Alacağın tahsilinden sonra bakiye bir bedel kalıp kalmadığı tesbit edilerek, bedel kalmamış ise konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bir bedel kalmış ve bu bedel üçüncü kişiye ödenmişse davacının alacağı ile sınırlı olarak bu bedelin o kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği-