TBK m. 19 uyarınca açılan davada, İİK 283'de yer alan sadece "davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin" kıyasen uygulanabileceği, yoksa TBK m. 19 uyarınca açılan davada üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olmasının mümkün olmadığı- Davacının açtığı TBK m. 19'a dayalı açtığı tasarrufun iptali davasında, dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce dava dışı bir başka kişiye devredildiğinden, dava konusu taşınmazla ilgili satışın iptaline karar verilebilmesi için taşınmazın devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunun kanıtlanması ve bu kapsamda taşınmazı devir alanların tamamının davaya dahil edilmesi gerektiği (Y.4.HD. 2021/1890 E. 2021/7420K.)-  Somut olayda davacı "davaya mevcut davalılara karşı tazminat davası olarak devam edileceğini" açıkladığından, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece "borçlu ile damadı arasında yapılan taşınmaz satışının iptali ile davacının alacaklı olduğu icra dosyasındaki alacak ve ferilerinin tahsili  ile sınırlı olmak üzere .... TL'nin davalı üçüncü kişi damattan tahsil edilmek üzere davacıya cebri icra yetkisi verilmesine" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı Müflis şirketin dava konusu makinenin "PLC kartlarının olmadığı, demonte vaziyette olduğuna" dair ihtirazi kayıt ileri sürmeden makineyi gerçek fiyarının çok altında bedelle satın alması durulunda, bu tasarrufun İİK. m. 278/2 gereği iptali gerektiği- Borçlu şirketin tasarrufa konu makineyi devretmekle işletmenin önemli kısmını devretmiş olması, davalı şirketler arasında cari hesap ilişkisi olması, üçüncü şahıs şirketin borçlu şirketin mali durumunu bilebilecek durumda olmasına göre makine devrinin, alacaklıları zarara uğratma kastıyla yapıldığı ve İİK 279/2 (mutad ödeme) ve 280/3 (işletme devri) gereği tasarrufun iptali gerektiği- Basiretli tacir olarak davalı Müflis şirketin, "tasarrufa konu makinenin devir alındığı faturaya makinenin PLC kartlarının olmadığına" dair ihtirazi kayıt düşmediği, ana kartları olmayan makinenin "hurda" niteliğinde olacağı, makineye yatırım yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hurda olduğunu düşündüğü makineyi satmayıp kendi iş yerinde tutmasının makinenin faal olduğuna karine olduğu,haciz zaptında davalı şirket yetkilisinin davaya konu makineyi leasing şirketine para ödeyerek ... Ltd. Şti.'den aldığını" beyan ettiği, makinenin PLC kartlarının olmadığına ilişkin kendisinin ve avukatının beyanı olmadığı, makinenin yediemin olarak şirket yetkilisine teslim edilmesi, aynı dosyadan yapılan hacizde makinenin demonte vaziyette eksiksiz bir şekilde şirket yetkilisine teslim edildiğinin zapta geçirildiği, keşif sırasında makinenin PLC kartlarının  olmadığı görülmekle, PLC kartlarının üçüncü şahsa devrinden sonra üçüncü şahıs davalı Müflis şirketin makinenin bu kısımlarını elden çıkarmış olduğu kanaatiyle tasarrufa konu makinenin mevcut hali üzerinde alacaklıya cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verildiği- PLC kartlarının üçüncü şahıs tarafından başkasına elden çıkarılması nedeniyle İİK. m. 283/2 maddesi gereği, makinenin tasarruf tarihindeki faal değeri olan bedelden PLC kartları sökülmüş vaziyetteki değeri çıkarıldığında kalan miktar için, icra dosya alacaklarını geçmemek kaydıyla davalı Müflis şirket aleyhine tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Davalılar arasında usul füru ilişkisi bulunması ve satış bedeli ile rayici arasında bir misli fark olması nedeniyle tasarrufların İİK m.278 ve 280 uyarınca iptaline, İİK m. 283/2 uyarınca taşınmaz bedeline isabet eden miktarın davalı üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği, bedelden borçlunun da sorumlu tutulmuş olmasının hatalı olduğu-
Taşınmazın dava tarihindeki değeri olan üzerinden harç alınması gerekirken dava dilekçesinde gösterilen bedel üzerinden harç alınması doğru olmadığı- Davalıların akraba oldukları, tapudaki satış bedeli ile tasarruf tarihindeki saptanan gerçek değerleri karşılaştırıldığında; bedeller arasında fahiş fark bulunduğu, davalıların satışın gerçek olduğunu ispatlayamadıkları- TBK 19 maddesi gereğince işlemin muvazaalı olduğu ve dava konusu taşınmazın devrine ilişkin satışın iptali ile İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak davacı alacaklının icra dosyasındaki asıl alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere dava konusu yapılan taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi verilmesi gerektiği-
Şikayete konu taşınmaz haciz karar tarihinde tasarrufun iptali davasının davalı .................... adına kayıtlı olduğundan ve ............... Bölge Adliye Mahkemesi’nin sayılı tasarrufun iptali ilamı ile davanın kabulü ile davalı 3. kişi ...............’ye yapılan satışın iptaline karar verildiğinden taşınmazın haciz karar tarihi itibariyle şikayetçi adına kayıtlı olmadığının ve haczin geçerli olduğunun kabulü gerektiğinden mahkemece şikayetin bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
TBK'nın 19. maddesine göre açılmış muvazaalı işlemin iptali istemi-
Uyuşmazlığın, 2004 sayılı İcra İflas Kanu'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu-
Haciz tutanaklarının İİK'nın 105 inci maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu- Yargılama sırasında takip konusu borcun ödenmiş olmasından ötürü davanın konusuz kaldığı, dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığı-
İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun borcun doğumundan sonra, aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu- Bu davaların görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında kesinleşmiş bir alacağın varlığı ve yargılama boyunca da alacağın varlığının devam etmesi gerekli olduğu- Davacının alacağının yargılama sırasında tamamen ödenmesi halinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu olup muvazaalı devredildiği iddia edilen araç dava tarihinde davalılar adına kayıtlı olmadığından, yani dava tarihinden önce davalı tarafından dava dışı kişiye satıldığından, TBK m. 19'a dayalı olarak satış işleminin iptali istemiyle açılan davanın bedelin tazminine dönüştürülmesi mümkün olmadığı, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-