Tasarrufun iptaline ilişkin davada borçlunun haciz mahallinde hazır bulunduğu, hacze kabil malının bulunmadığının belirtildiği, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğine dair tebligat mazbatasının dosya içerisinde olmadığı, takibin de iş bu dosya yönünden kesinleşmediği-
Üçüncü kişinin taşınmazı satın aldığı 07/02/2005 tarihi itibari ile kamu borcunun, gecikme zammı ve ferileri ile birlikte ne kadar olduğunun ilgili birimden sorularak, tespit edildikten sonra bu bedeli ve taşınmazın ihaledeki satış bedeli 28.000,00 TL'yi aşmayacak şekilde davalı üçüncü kişinin tazminatla sorumluluğuna karar verilmesinin gerekeceği-
Dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmelerinin gerektiği-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda..
Dava konusu taşınmaz, verilen ilk karara göre, davacı alacaklı tarafından davalı 4. kişi elindeyken cebri icra ile satışa çıkartılarak alacağa mahsuben davacı alacaklı tarafından satın alındıktan sonra, davalı 4. kişinin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun ispatlanamamasına göre, davacı tarafından yapılan ihalenin geçersiz olduğu, dava konusu gayrımenkulün de davalı 4. kişi elinde kalacağı, bozma kararına göre davalı 3. kişinin dava konusu gayrımenkulü elden çıkardığı tarihteki değeri üzerinden tazminat ile sorumlu olacağı-
Tasarrufun iptali davalarında üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK.’nin 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği- Davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz ve makineler cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı üçüncü kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulacağı-
Borçlunun, 202.000,00 TL rayiç değerli taşınmazını, eski eşine -'anlaşmalı boşanma' sonucunda- 1 TL bedelle satmasının, iptale tabi olduğu-
Davanın niteliği itibarıyla TBK.'nin 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup, mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK.'nin 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesinin isabetli olmadığı- İİK. 283/1, 2 maddesi kıyasen uygulanarak 'iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi' yönünden hüküm kurulması gerektiği, ancak bu tür davaların görülebilmesi için de diğer dava koşularının yanında davacıların borçlulardan alacaklı olmaları yani hukuki yararlarının olması gerektiği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal davalarında kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecekleri- Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi onlara karşı işleniş bir haksız eylem niteliğinde olduğu- Ancak üçüncü kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekeceği- Muvazaa davasının borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçladığı- Davacının bu davadaki amacının alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu- Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesinin ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacının muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmekte olduğu- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK. m. 283/I maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği-
Tasarrufun iptaline ilişkin ilamda hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin alacak kalemlerinin daha önce başlatılan ... 13. İcra Müdürlüğü’nün 2016/39841 E. ve ... 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/785 E. sayılı takip dosyaları üzerinden tahsili mümkün iken ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olup şikayet konusu takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-