Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekeceği- Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edileceği- Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunup, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirleneceği- Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılacağı- Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılacağı-
Davalı borçlu aleyhine yapılan takibin muvazaalı olduğu iddiasıyla açılan iptal davasında, davacı alacaklıya, icra takibine konu alacağı temlik alan kişinin davaya dahil edilip edilmeyeceği, edilmeyecekse davanın tazminat istemine döneceği hususunda seçimlik hakkının hatırlatılması davaya dahil edilmesinin istenilmemesi halinde davada taraf olarak gösterilenin tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği
Tasarrufun iptali davasının kabulü üzerine, kamu alacağının aslını ve fer'ilerini kendisinin ödeyen davacının yolsuz olarak tescil edilen taşınmazın iptali ile adına tescilini talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davanın İİK 277 vd. uyarınca açılan "iptal davası" mı yoksa TBK 19'a dayalı "muvazaalı işlemin iptali davası" mı olduğunu, hakimin, dava dilekçesindeki ileri sürüşe, yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre re'sen nitelendirmesi gerektiği- Anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca tazminat karşılığı taşınmazın devredildiği ve boşanma işleminin üzerinden yaklaşık 17 gün sonra davalıların yeniden evlendikleri gözetildiğinde, anlaşmalı boşanma işleminin mal kaçırmak amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği- TBK. 19'a dayalı muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davalarda; İİK. m. 283'ün, sadece "haciz ve satış isteme yetkisine" yönelik kısmın kıyasen uygulanabileceği, üçüncü kişinin tazminatla sorumlu tutulamayacağı- Davacının, taşınmazın devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunu ispatlanması gerektiği ve taşınmazı devir alan dava dışı kişilerin de davaya dahil edilmesi gerektiği- İİK. 284 uyarınca tasarrufun iptali davasının, tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği-
Davacı yanın alacağı her ne kadar kambiyo senedine bağlanmış ise de; bu kambiyo senedinin vücuda gelmesine yol açan ilişkinin hisse devir sözleşmesi olduğundan sözleşme tarihinin davacı yanın alacağının bu tarihte doğduğu- Davaya konu tasarruflar da bu tarihten sonra yapıldığından tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması şartının yerine geldiği- Taşınmazları kendi alacağına karşılık devraldığını belirten davalının banka olmasının yapılan işlemleri mutat ödeme vasıtası haline getirmeyeceği- Davalı borçlular ile davalı banka arasında daha önceye dayalı ticari ilişkinin varlığı ile iptali istenen taşınmaz devirlerinin dayanağını oluşturan günlü protokolün temlik eden davacı ... tarafından imzalanmamış olduğu değerlendirildiğinde, alacağını davalı borçluların içinde bulunduğu mali durum nedeniyle tahsil edemeyen davalı bankanın iptali isteğine konu tasarruf sırasında, davalıların içinde bulunduğu mali durumu ve ızrar kastını bilmediği veya bilebilecek durumda olmadığından da söz edilemeyeceği- Davanın İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu doğru bir biçimde değerlendirilerek sadece dava tarihinden önce başlatılan icra takiplerine konu alacaklar bakımından hüküm tesis edilmiş olmasında hatalı herhangi bir durum tespit edilemediği
Dava konusu gayrımenkulde davalının kiracısı olduğunu beyan eden şahıs ile davalı borçlu arasında tanışıklık ilişkisi bulunduğunun dosyaya ibraz edilen belgelere göre ispatlanmış olmasına, davalının de davalı borçlunun arkadaşının oğlu olduğunun belirlenmiş olmasına, davalının İİK 280/1 hükmü gereğince davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre aralarındaki tasarrufun iptale tabi olacağı- Dosya içerisinde yer alan belgelere göre dava konusu gayrımenkulün dava dışı ipotek alacaklısı banka tarafından satın aldığının anlaşılmış olmasına ve davacı vekilinin talebini tazminata çevirmesine göre, icrai satışın yapıldığı icra dosyasının dosya arasına alınarak söz konusu ihale neticesinde ihale alacaklısının alacağını alıp almadığı, alacağını aldıktan sonra bakiye bedel kalıp kalmadığının araştırılması, bakiye bedel kalması halinde söz konusu bedelin tazminat olarak tahsili yönünde karar vermesi, bakiye bedel kalmaması halinde icrai satışı yapılan gayrımenkul ile ilgili konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken icrai satış ile satıldığı belli olan gayrımenkul ile ilgili yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının savunması doğrultusunda dava konusu parselin tevhid işlemlerinden sonra hangi parsele geldiği tespit edilerek, davalı tarafından "dava konusu gayrimenkul ve diğer 2 parsele üzerine iş merkezi kurulduğunun" beyan edilmesine göre söz konusu iş merkezinde davalıya düşen tüm taşınmazların ve hisselerin belirlenmesi ve sonucuna göre iptal davasında karar verilmesi gerektiği-
Davalı 4. kişi konumundaki şirketin yetkilisinin davalı üçüncü kişiden önceden at aldığı, şirket yetkilisine ait atlar ile ile davalı borçluya ait atların aynı antrenör tarafından çalıştırıldığı gözetildiğinde, davalı 4. kişi konumunda olan şirketin at yetiştiriciliği yapan davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu- Dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde, dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerektiği-
Tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması gerekeceği- Bu davalarda ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerektiği-
İcra müdürlüğünün tescile hazırlık işlemi olarak tedbir kararının etkisini, tasarrufun iptali davasında tedbire karar veren mahkemeden sormasının olağan olduğu ve bunun için talep de şart olmadığı-