İhtiyati haczin faturalara istinaden talep edildiği, oysa faturaların alacağın varlığım, gösteren kesin delil olmadığı, ticari defterlerin incelenmesi gerektiği-
Şirket aleyhine iflasın ertelenmesi davası açıldığı, tedbir kararı uyarınca takip yapılamayacağı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, tedbir kararının mahiyet ve sınırları denetime elverişli biçimde dosyadan anlaşılmadığı gibi mahkeme kararında da, varlığı belirtilen tedbir kararında ihtiyati haciz isteminde bulunmak ve bu konuda karar verilmesi konularında ne gibi bir engel teşkil ettiğinin açıklanmadığı, taraflarca ileri sürülmeyen, dosya içeriği belgelerden de anlaşılamayan bir hususun re'sen nazara alınıp üstelik yeterince gerekçelendirilmeksizin anılan borçlu şirket hakkındaki ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
Alacağın varlığı konusunda mahkemede kanaat oluşabilmesi için yeterli deliller sunulmamış olduğundan sonucu itibarıyla ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Bononun teminat senedi olmasının ihtiyati haciz talebine engel olmadığı, kambiyo senedine göre alacaklı olanın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunda olmadığı-
Mahkemece, kooperatiflerin sorumlu olduğu hususlarda ortaklara gidilebilmesi için kooperatifin tasfiye edilmiş, sicilden silinmiş olması dışında kooperatif aleyhine yapılan takipten sonuç alınmaması gerektiği, kooperatif aleyhine yapılan takipten sonuç alınmadığı, ancak karşı tarafın kooperatif ortaklığından ayrıldığını savunduğu, bu hususun yargılamayı gerektirdiği ve İİK'nun 257. maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-
İhtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu olan mal hakkında verilebileceği, alacak istemlerinde ise ‘ihtiyati tedbir’ değil ‘ihtiyati haciz’ talebinde bulunulabileceği-
Genel kredi sözleşmesindeki bir maddede İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, bu nedenle yetki itirazının yerinde olmadığı-
Eski banka çalışanı olan davalının, davacı bankanın Teftiş Kurulunca yapılan soruşturmaya ait ifade tutanağından anlaşılacağı üzere, "zimmetine para geçirdiğine" dair yazılı ikrarı mevcut olduğundan, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Nakit ve gayri nakit alacak tutarı toplam üzerinden genel kredi sözleşmesine dayalı olarak hesap kat ihtarını borçluya tebliğ edilmese bile, İİK’nun 257/2.maddesi uyarınca borçluların mallarını gizleme ve kaçırma ihtimali olduğunun değerlendirilmesi yapılmadan, ihtiyati haciz talebinin reddi yönünde hüküm kurulamayacağı-
Talep, ihtiyati haciz istemine dair olup, mahkemece değinilen gerekçeyle talebin reddine karar verilmişse de, İ.İ.K.nun 257/1 maddesine göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, rehinle temin edilmemiş alacağın, muaccel olmasının ve alacağın varlığı konusunda mahkemede kanaat oluşmasının yeterli olduğu, somut olayda, çek hamili tarafından, çek borçluları hakkında ihtiyati haciz talep edilmiş olup, çekin keşide tarihi itibariyle karşılığının bulunmadığı da göz önüne alınarak, talebin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması hatalı olup kararın bozulmasının gerekeceği-
