Bankalarca verilen çek defterlerinden kullanılıp karşılıksız kalan her bir çek yaprağı için bankanın ödemek zorunda olduğu zorunlu karşılık tutarlarının 5941 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde düzenlenmiş olduğu ve bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış dönülemeyecek nitelikte bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğu- Alacaklı bankanın para alacağının yanında teminat alacakları için de ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği-
Müteselsil kefillere başvurulabilmesinin koşulu asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması olup, alacaklı bankanın hesabı kat ettikten sonra asıl borçluya ve kefillere alacağının ödenmesini isteyen ihtarnameleri gönderdiği, ihtarda borcun ödenmesi için asıl borçluya 24 saat süre verildiği anlaşılmışsa da, ihtarnamenin asıl borçluya tebliğine ilişkin bir belgeye dosya içerisinde rastlanmadığı halde, mahkemece, tebliğ şerhli ihtarnamelere göre borcun muaccel hale geldiği ve ödenmediği gerekçesiyle asıl borçlu yönünden talebin kabulüne karar verildiğine göre, müteselsil kefiller bakımından ihtiyati haciz talebinin reddinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının ibraz ettiği dört adet çeke, banka tarafından karşılıksız ibaresi vurulduktan sonra ödenmesi gereken çek sorumluluk bedellerinin ödenmemesi nedeniyle talep üzerine verilen ihtiyati haczin yerinde olduğu-
İhtiyati haciz talep edilen çekin ödeme tarihinin 23/01/2016 tarihi olduğu, çekin vadesinin dolmadığı ve İİK. mad. 257 vd. hükümlerindeki şartların mevcut bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
İtiraz eden taraf aleyhine verilmiş değeri çok fazla olan ihtiyati haciz kararları, ödenmeyen çek bedelleri dikkate alındığında bu hususlar tek başına itiraz edenin ihtiyati haciz talep eden tarafın borcunu da ödemeyeceğine yönelik karine teşkil etmez ise de itiraz eden tarafın bayilik sözleşmesinin kaldırıldığı ve mal kaçırmadığına yönelik kanaat oluşturacak şekilde başka satış mağazası bulunduğuna veya ticari işlerinin sürdüğüne yönelik delil veya belge sunulamadığı, borçluların yetki itirazının da süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddi gerektiği-
İhtiyati haciz kararında, "geminin seferden menine" ilişkin hüküm bulunmasa da, ihtiyati haciz kararının infazı kapsamında, icra müdürlüğünün geminin seferden menine ilişkin işleminde, TTK.'nun 1366-1. maddesinde yer alan yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığı- 
Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabileceğinden çek bedellerinin ipotekle teminat altına alındığı gerekçesi ile avalistlerin ihtiyati hacze itirazlarının kabulü doğru olmadığı gibi dosyada mevcut çekin incelenmesinde bankaya ibraz ile karşılıksız şerhi verildiği de sabit olduğundan ipotek akit sözleşmesinde çeklerden birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer çeklerin muaccel hale geleceği de hüküm altına alınmış olmakla ihtiyati haciz koşullarının da oluştuğu-
İhtiyati haciz talebinde bulunan, muaccel alacağa yönelik talepte bulunmuş ve karşı taraf aleyhine açtığı itirazın iptali davası sonucu verilen, kısa karara dayanmış olup, her ne kadar ihtiyati haciz talebine dayanak olarak sunulan kısa kararın ilam yada ilam mahiyetinde bir belge olmasa da alacağın varlığını yaklaşık olarak ispat ettiği açık olduğundan talebin kabulü gerektiği-
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu dilekçesinde tarafların anlaştıklarını, ihtiyati hacze itirazdan vazgeçtiklerini bildirmiş olduğundan itirazdan vazgeçme konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamayacağı ve ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmeyeceği- İİK. mad. 264/2 gereğince, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklının, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede itirazın kaldırılmasını veya iptalini sağlamak üzere dava açmak zorunda olduğu; alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, (7) günlük sürenin işlemeye başlamayacağı- İhtiyati haciz kararı ile birlikte, son günün R. B.ına denk gelmesi sebebi ile (İİK. mad. 261/1 uyarınca 10 gün içinde) ihtiyati haczin infazının istendiği ve borçlunun menkul ve gayrımenkullerine haciz konulduğu, İİK. mad. 264/1 uayrınca, süresinde icra takibine başlandığı, borçlunun süresinde yapmış olduğu borca itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, İİK. mad. 264/2'de öngörülen sürenin başlamadığı ve ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı-