Avalin geçerli olması için, aval verenin eşinin rızasının aranmayacağı ve bu durumda ihtiyati haciz talep edenin isteminin borçlu avalist yönünden de kabulü gerektiği-
İhtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olduğundan ve ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispat koşulu aranmayıp, yaklaşık ispat yeterli olduğundan bu hususların dikkate alınmadan talebin reddedilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz talep eden banka ile borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini diğer borçluların müteselsil kefil olarak imzaladığı, kefalet limitlerinin bankanın talebinin üzerinde olduğu, kefiller yönünden reddedilen talebin ise genel kredi sözleşmesi gereğince verilen kredi kartlarından kaynaklandığı ve kefalet kapsamında olduğu anlaşıldığından kefiller yönünden de ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerektiği-
Bonoya dayalı ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin talebin konu olduğu uyuşmazlıkta, ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, davacı tarafından ibraz edilen bono gözetilip yaklaşık ispatın sağlandığı nazara alınarak ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Krediye kefil olan borçlular yönünden ihtiyati haciz isteminin red nedenleri tartışılıp açıklanmaksızın hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Talep dilekçesine ekli belgelerden anlaşılacağı üzere, banka ile imzalanmış bulunan kredi sözleşmesini borçluların müteselsil kefil ve garantör sıfatıyla imzaladıkları anlaşılmış olup alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderildiğinden, ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve İİK. mad. 257 'de gösterilen şartlar çerçevesinde talebin ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği-
Alacaklı bankanın muterizler tarafından imzalanmış bonoya dayandığı, ihtiyati haciz isteminin yapıldığı tarihte bonoda yazılı borcun muaccel olduğu anlaşılmış olup, bonoyu imzalayan borçlular itirazlarında, kredi borcunun ipotek ile teminat altına alındığını ileri sürmüşlerse de İİK. mad. 167'e göre alacağı kambiyo senedine dayalı olan alacaklının alacak rehinle temin edilmiş olsa bile alacağını kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile istemesi mümkün olduğundan borçluların tüm itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği-
TTK. mad. 1352/h gereğince, gemide taşınan bagaj dahil eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin ziya veya hasardan kaynaklanan alacağın deniz alacağı olduğu- TTK. mad. 1353/5 gereğince, vadesi gelmemiş deniz alacaklarında İİK 257/2 fıkrasında öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde ihtiyati haciz istenebileceği-
İİK. mad. 257/1 gereğince, vadesi gelmiş para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği ve alacaklının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesinin yeterli olduğu, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, yaklaşık ispatın yeterli olduğu ilkeleri gözetilerek talebin ele alınıp değerlendirilmesi gerekirken, çekin bankaya ibraz süresinin geçirildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklı, İİK.'nun 257. vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz müessesiyle elde edilmek istenilen sonucu, tasarrufun iptali davası ile elde etmiş olduğundan, davacının artık bu ilama dayalı olarak İİK.'nun 257. maddesine göre ihtiyati haciz istemekte hukuki yararının bulunmadığı-