Usulsüz tebligat halinde -Teb. K.’nun 32. maddesi uyarınca- «borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihinin, ödeme emrinin tebliğ tarihi» olarak kabul edilerek bu tarihe göre borçlunun icra mahkemesine yaptığı itirazın (başvurunun) «5 günlük yasal sürede olup olmadığı»nın incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği—
«Senedi takibe koymada kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu» kanıtlanmadıkça, «imza itirazının kabulü kararı» ile birlikte, alacaklı aleyhine -Hazine yararına- «takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına» hükmedilemeyeceği—
Senet borçlusu hakkında «sahte senet düzenlemek» suçundan dolayı kamu davasının açıldığının bildirilmesi halinde, icra mahkemesince ceza dosyasının getirtilerek HUMK. 317’deki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin -senet üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, varsa tanıkların dinlenmesi aşamasına gelinip gelinmediğinin ve borçlunun kişisel hakları bakımından ceza davasına katılıp katılmadığının- araştırılarak takibin bu davanın sonucuna kadar ertelenmesi konusunda karar verilmesi gerekeceği- Not: 1086 s. HUMK.'a göre geçerli olan bu açıklamalar, 6100 s. yeni HMK.'da geçerli değildir. "Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" şeklindeki HMK. mad. 209/1'e göre, hakkında sahtelik iddiasında bulunulmuş olan senetle ilgili takibin durması için önceki kanunda yer alan şartlar aranmayacak, sadece sahtelik iddiasında bulunulmasıyla o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.
İcra mahkemesinin, bilirkişi incelemesi yaptırmadan da çıplak gözle yapacağı inceleme ile «inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu» kanısına vararak itirazın kabulüne» karar verebileceği, fakat «imzanın borçluya ait olmadığı» kanısına ancak bilirkişi incelemesi yaptırarak varabileceği—
Borçlunun ödeme emrine itiraz (şikayet) dilekçesinde, ayrıca «tebligatın usulsüzlüğünü» de ileri sürmüş olması halinde, icra mahkemesinin, öncelikle, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olup olmadığını -dolayısıyla; itirazın (şikayetin) süresinde olup olmadığını- araştırması gerekeceği—
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, «takip konusu senetteki imzanın borçluya ait olup olmadığının kesin olarak saptanamaması» halinde -«senetteki imzanın borçluya ait olduğunu» ispat külfeti alacaklıya ait olduğundan- icra mahkemesince «imza itirazının kabulü» doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği—
İtirazın, icra mahkemesince «süre aşımı nedeniyle» reddine karar verilmesi halinde, borçlu aleyhine ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği—
İmza incelenmesi sonucunda bilirkişilerden alınan iki rapor arasında çelişki bulunması halinde, üçüncü kez başka bir bilirkşiye (bilirkişi kuruluna) inceleme yaptırılması gerekeceği—
İİK. 170/III’de «imza incelemesinin İİK’nun 68a/IV. maddesine göre yapılacağı»nın öngörüldüğü, bu durumda -bu maddede atıf yapılan - HUMK’nun 309/IV. (şimdi; HMK. 211/b) maddesine göre, imza incelemesinin bilirkişi vasıtasıyla yapılmasına karar verilmesi halinde, borçlunun ibraz ettiği imza örneklerinden, yoksa borçluya duruşmada yazdırılacak yazı ve imzalar ile yapılacak mukayese ve incelemelerden, imzanın borçluya ait olup olmadığının araştırılması gerekeceği (ve bu aşamada, alacaklıya imza örneklerini getirmesi için kesin süre verilemeyeceği)—