Hazırlık aşamasında «takip konusu senedi tehdit sonucunda imzaladığını» belirtmiş olan borçlunun daha sonra icra takibi aşamasıda imza inkarında bulunulamayacağı, tehdit iddiası icra mahkemesinde tartışılamayacağından, mahkemece «imzaya yönelik itirazın reddine» karar verilmesi gerekeceği—
Sadece «ad» ve «soyadı» yazılarak da «imza» atılabileceği— El yazısı ile atılacak imzanın ne şekilde olacağı konusunda -BK. mad. 14 (şimdi; TBK. mad. 15) dışında- ayrı bir hüküm bulunmadığından, kişinin kendisine özgü belirli karakterleri içeren sembolleri belirterek imza atabileceği gibi, «ad ve soyadını» yazmak suretiyle de imzasını atabileceği, bu durumda borçlunun öteden beri «ad ve soyadını yazmak suretiyle imzasını attığı» konusunda bir alışkanlığının bulunup bulunmadığının imza mahkemesince araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği—
«Kısa karar»da icra mahkemesince borçlu yararına tazminata hükmedilmiş olmasına rağmen «gerekçeli karar»da tazminatla ilgili bölüme yer verilmemiş olması halinde, mahkeme kararının -önceki kısa kararla bağlı olmamaksızın çelişkinin kazandırılmak üzere oluşacak vicdani kanaate göre karar verilmek üzere- bozulması gerekeceği—
İİK. 170/III, c: 1 uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, icra mahkemesince «imza itirazının reddi»ne karar verilmişse, bu kararla birlikte -İİK. 170/II’ye göre «icra takibinin muvakkaten durdurulmasına» karar verilmiş dahi olsa - alacaklı lehine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği (İİK. 170/III, c: 1 ve c: 4)—
İnkâr tazminatına ilişkin ilamın tahsilinin borçlu tarafından menfi tes-bit davası açılmış olması halinde, İİK. 170/III gereğince dava sonuna kadar erteleneceği—
İcra mahkemesince -borçlunun, «tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayeti bulunmadıkça»- doğrudan doğruya tebligatın usulsüzlüğünün dikkate alınamayacağı—
«Harca tabi davalarda, dava harcın ödendiği tarihte açılmış sayılacağı»ndan borçlunun itiraz (şikayet) süresi olan 5 gün geçmeden harcını yatırarak icra mahkemesine başvurmuş olması gerektiği—
Usulsüz tebligat halinde -Teb. K.’nun 32. maddesi uyarınca- «borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihinin, ödeme emrinin tebliğ tarihi» olarak kabul edilerek bu tarihe göre borçlunun icra mahkemesine yaptığı itirazın (başvurunun) «5 günlük yasal sürede olup olmadığı»nın incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği—