İİK. 170/III, c: 1 uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, icra mahkemesince «imza itirazının reddi»ne karar verilmişse, bu kararla birlikte -İİK. 170/II’ye göre «icra takibinin muvakkaten durdurulmasına» karar verilmiş dahi olsa - alacaklı lehine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği (İİK. 170/III, c: 1 ve c: 4)—
«İmza» itirazına (inkarına) ilişkin uyuşmazlıklarda, ‘imzanın borçluya (davacıya) ait olduğu’ hususunun alacaklı (davalı) tarafından ispat edilmesi gerekeceği, borçludan olumsuzu ispat etmesinin istenemeyeceği—İnkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının icra mahkemesince saptanamaması halinde, uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemeside çözümlenemeyeceği, bu durumda borçluya olumsuz tesbit davası açma külfetinin yüklenemeyeceği, alacaklının genel hükümlere göre dava açarak alacağını diğer kanıtlarla isbat etmesi gerekeceği (Bu nedenlede, bu durumda icra mahkemesince «imza itirazının kabulüne» karar verilmesi gerekeceği)—
İşlemden kaldırılmış olan -«imza itirazı»na ilişkin- dosyanın -HUMK. 409/III (şimdi; HMK. 150/3) uyarınca- üç ay içinde yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağı—
Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emrinin tebliği ile doğarsa da, borçlunun, kendisine ödeme emrinin tebliğini beklemeden -alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesini taşıması halinde- icra mahkemesine yapacağı itirazın (ve şikayetin) icra mahkemesince «süreden ret» edilmeden inceleneceği—
TTK’nun 688/VII. maddesinde «imzalar»dan değil «imza»dan sözedilmiş olduğu, şirket kaşesi üzerinde ve açıkta ayrı ayrı imza bulunması halinde imzalardan birinin şirketi diğerinin ise imza sahibini şahsen borç altına sokacağı—
Borçlunun ödeme emrine itiraz (şikayet) dilekçesinde, ayrıca «tebligatın usulsüzlüğünü» de ileri sürmüş olması halinde, icra mahkemesinin, öncelikle, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olup olmadığını -dolayısıyla; itirazın (şikayetin) süresinde olup olmadığını- araştırması gerekeceği—
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde -İİK. 170/III ve 68a/V uyarınca «duruşmada hazır bulunmaması halinde, başka bir husus araştırılmadan imza itirazının reddine karar verileceği» ihtarını içeren- duruşma davetiyesinin (ihtarlı davetiyenin, meşruhatlı davetiyenin) bizzat borçlunun -vekiline değil-kendisine (şirket temsilcisine) gönderilmesi gerekeceği; vekilin müvekkilini (borçluyu) duruşmada hazır bulundurma yükümlülüğünün bulunmadığı—
Borçlunun eşinin, haciz sırasında hazır bulunmasının ve borçlu vekilinin, icra dosyasına vekaletname ibraz etmiş olmasının, ödeme emrinin borçlu tarafından öğrenilmiş olması sonucunu doğurmayacağı—