Ticari plakaların özel satış şekillerine tâbi olsalar ve ayrıca kayıt altına alınsalar da trafik sicilinde kayıtlı oldukları, bunların rehninin de tıpkı diğer taşınırlar gibi TMK. 942/II uyarınca trafik siciline şerh verilmek suretiyle mümkün olduğu, taşınır üzerine konulan rehinlerin, onun bütünleyici parçalarını ve eklentilerini kapsayacağı, (TMK. mad. 947/I), bunların rehin kapsamına alınması için ayrıca anlaşmaya veya açıkça belirlemeye gerek olmayıp, bunların rehin kapsamından çıkartılmasının açık anlaşma ile mümkün olacağı- Dar yetkili icra mahkemesinin rehnin geçerliğine ilişkin inceleme yapamayacağı şeklindeki yorumun hatalı olduğu, rehin, alacağa değil sıralamaya ilişkin bir özellik olduğundan, icra mahkemesince değerlendirme konusu yapılabileceği-
Yargıtayın geri çevirme kararında sadece "hangi dosya ya da şikayetçi yönünden temyiz başvuru ve temyiz karar harcını yatırmadığının sorulması, daha sonra alınacak açıklamaya göre muhtıra çıkarılması" istendiği halde yerel mahkemece, temyiz etmemiş sayılacağına ilişkin ihtaratın tebliğ zarfının üzerine yazılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında, ayrıca sıralamanın nasıl yapılacağının gösterilmesinin, hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle sıra cetvelinin düzenlenmesinin de isabetsiz olduğu-
Sıra cetvelinin düzeltilmesine karar vermek gerekirken, iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmayıp, uyuşmazlık konusu olay ''rehin sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı''ndan kaynaklandığından 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olacağı-
Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi taşınmazın aynından kaynaklanan amme alacaklarının rehinli alacaklardan önce geldiği-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK'nın m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi, hüküm fıkrasında HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekeceği- Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde ise davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği- Karşı oy yazısında "Geçici hacze (İİK.108) veya borçlu ve alacaklı arasında satış talebinden evvel borcun taksitlendirilmesinin (İİK'nın 111.) yapılması halinde, satış talebi icra müdürünce yasal engeller bulunması nedeni ile reddedileceği, gerek yasal gerekse yasal olmayan nedenlerle satış talebi icra müdürlüğünce reddedilmesi halinde, bu kararın İcra Hakimi tarafından İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet yolu ile huzuruna getirilmesi halinde uyuşmazlığın yasaya uygun olup olmadığını incelenip karara bağlaması gerekeceği, aksi halde icra müdürünün reddettiği bir kararın yasal olduğunu kabul etmenin icra mahkemelerinin kuruluş amacına ters düşeceği" görüşünün savunulduğu-
Mahkemece, şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında ödeme emrinin 27.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresinin son günü olan 06.02.2009 tarihinin mesai bitiminde kesinleştiği, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada ödeme emrinin 29.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre ihtiyati haczinin 7 günlük ödeme süresinin son günü olan 05.02.2009 tarihinin mesai bitiminde kesinleştiği, böylelikle şikayetçinin haczinin şikayet olunanın haczinden sonra kesinleştiği, ilk haczin şikayet olunanın haczi olduğu, şikayetçi haczinin şikayet olunanın haczine İİK'nın 100. maddesindeki iştirak şartları bulunmadığı, buna göre şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetçinin ihtiyati haczine 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin eklenmesi suretiyle bulunan tarih esas alınarak, şikayetçinin haczinin ilk haciz olduğunun ve buna göre şikayetin kabulünün doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazı devralan borçlunun alacaklıları tarafından uygulanan haczin, iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış olan alacaklıya karşı bir önceliğinin olmadığı-
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklılarının alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itirazın; itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği-
İpotek akit tablosunda limit miktarı saptandıktan sonra, "bu meblağa ilaveten ve ayrıca" ibareleri konularak ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesi ile, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipotek türünün anapara ipoteğine dönüştürülmesinin mümkün olmayacağı- İpotek akit tablosu uyarınca, şikayetçi bankanın kredi kartından doğan asıl alacak ve fer'ileri toplamının üst sınır ipotek limiti içerisinde, kapsamında bulunduğu anlaşıldığından; mahkemece, şikayetçi bankanın üst sınır ipotek limiti dahilinde kalan asıl alacakları ve fer'ileri toplamı için ayrı bir icra takibi yapıp haciz koydurmasına gerek kalmaksızın, alacağının ilk sırada ödenmesinin mümkün bulunduğunun kabulü ile borçlunun kredi kartı borcu ve fer'ileri toplamı bilirkişiye hesaplattırılıp, üst sınır ipotek limiti kapsamında kalan asıl alacak ve fer'ileri toplamı yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
