Tasarrufun iptali davalarında İİK. mad. 281/7 uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğinden ve şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasından önce olduğundan, şikayetçi hacizlerinin daha önce kesinleştiği ve şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği-
İİK'nun 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi on gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz isteme yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin beş günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca on günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haciz hüküm ve sonuçlarını doğuracağı-
Bir karşı dava olmadığı halde, gerekçeli karar başlığında " davacı-karşı davalı" denilmesinin maddi hata niteliğinde olduğu- Mahkemece, "şikayet olunan bankanın alacağının rehinle teminat altına alındığı ve şikayetçinin (araçların aynından kaynaklanan vergi borcuna dayalı olmayan) şirketin faaliyetinden doğan vergi borcuna ilişkin kamu alacağının, şikayet olunanın rehinli alacağının haczine iştirakinin 6183 sayılı Yasa'nın 21/2. maddesine getirilen istisna gereği, mümkün olmadığı" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken süresinde varlığı şikayete konu edilmeyen rehnin varlığı ile ilgili gerekçeli kararda tartışma yapılmasının isabetsiz olduğu-
Şikayet olunanın icra takibinin kambiyo senetlerine özgü icra takibi olduğu, İİK'nın 168. maddesi uyarınca bu takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresinin 5 gün, ödeme süresinin 10 gün olduğu, ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264./son maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haciz hüküm ve sonuçlarını doğuracağı-
Sıra cetveli düzenlenmiş olmadıkça sıra cetveline itiraz davasının görülemeyeceği-
Tasarrufun iptali davasının amacı borçlunun haciz tasarruf yetkisinin kısıtlanmamış olduğu bir dönemde yaptığı tasarruflarla mal varlığından uzaklaştırdığı mallardan bunlar sanki borçluya aitmiş gibi alacaklıların tatmin edilmesini sağladığından, tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile davayı kazanan alacaklının, sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce alacağını tahsil etmesi gerektiği- İptal edilen tasarrufun artık davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerektiği- Davalının alacaklı olduğu dosyada ihtiyati haciz kararı alınarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmış olup dava tarihinde yürürlükte olan HUMK. 299'ye göre bononun en son düzenlenebileceği tarihin, davalının ihtiyati haciz kararı aldığı ve icra takibine başladığı tarih olduğu ve bu tarihin davacının takip tarihinden önce olması ve davalının ticari defterlerinin alacağın 53.429,49 TL'lik kısmını doğruladığı da gözönünde bulundurulduğunda davalının alacağının gerçek bir alacak olarak kabul edilmesi gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, kıyasen uygulanması gereken İİK 235/3 uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra memuru tarafından, satış talebi reddedilen alacaklının, red kararının iptali için icra mahkemesine başvurmamış olması halinde icra memurunun red kararı doğrultusunda alacaklının süresi içinde satış istememiş sayılacağı ve koymuş olduğu haczin süresi içinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş olacağı-
Tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile, davayı kazanan alacaklının, sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce tatmin edilmesi gerekeceği; zira iptal edilen tasarrufun artık davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
Kesinleşen ilk ihtiyati haciz şikayetçinin ihtiyati haczi olmakla, mahkemece şikayet olunan alacaklıların alacaklarının İİK'nın 100. maddesinde sayılan koşulları taşıyıp taşımadığının gözetilmesi gerekli olup; ilama dayalı bu alacak, dava tarihi itibariyle İİK'nın 100/2. maddesindeki koşulları taşıdığından, haczi ilk olarak kesinleşen şikayetçi alacağına iştiraki sağlanacak şekilde şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-