Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklılarının alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itirazın; itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği-
İpotek akit tablosunda limit miktarı saptandıktan sonra, "bu meblağa ilaveten ve ayrıca" ibareleri konularak ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesi ile, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipotek türünün anapara ipoteğine dönüştürülmesinin mümkün olmayacağı- İpotek akit tablosu uyarınca, şikayetçi bankanın kredi kartından doğan asıl alacak ve fer'ileri toplamının üst sınır ipotek limiti içerisinde, kapsamında bulunduğu anlaşıldığından; mahkemece, şikayetçi bankanın üst sınır ipotek limiti dahilinde kalan asıl alacakları ve fer'ileri toplamı için ayrı bir icra takibi yapıp haciz koydurmasına gerek kalmaksızın, alacağının ilk sırada ödenmesinin mümkün bulunduğunun kabulü ile borçlunun kredi kartı borcu ve fer'ileri toplamı bilirkişiye hesaplattırılıp, üst sınır ipotek limiti kapsamında kalan asıl alacak ve fer'ileri toplamı yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararına dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe başlandığı, aynı gün bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresi sonu olan günün mesai saati bitiminde haczin kesin hacze dönüştüğü; alacaklı vekilinin satış isteyip, avans yatırdığı, icra müdürlüğünce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verildiği, alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğu, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından İİK'nın 129/son maddesi hükmü uyarınca, satış talebinin düştüğü, alacaklı vekilince 3. kez, ve 4. kez satış istenildiği, taşınmazın satılmış olduğu anlaşılmakla, İcra Müdürlüğü'nce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğunda, bu tarihinten itibaren 2 yıllık yeni bir satış isteme süresi işlemeye başlamayacağı- Mahkemece, şikayetçinin bu satış talebinin 2. ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle İİK'nın 129/son maddesi uyarınca düştüğü, 3. satış talebinin ise, kesin haciz tarihinden itibaren başlayan İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde yapılmadığı ve buna göre şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca sıra cetveline ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Şikayet olunan alacaklı tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazın haciz tarihinden itibaren iki yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yatırıldığı ve satış talebi üzerine icra memurunun "satış şartlarının oluşmadığını" gerekçe göstererek satış talebini reddettiği görülmüş olup, süresi içerisinde alacaklının bir an evvel satışa yönelik iradesini icra dosyasına yansıtmak zorunda olduğu ve isteğini İcra Müdürlüğü'ne iletip avans yatırması ile geçerli bir satış talebinin doğmuş olacağı, bundan sonra satışın da aynı 2 yıllık süre içerisinde yapılması yönünde bir zorunluluk bulunmadığı, söz konusu haczin de geçerliliğini kaybettiğinden söz edilemeyeceği- Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olmasının, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği- Yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemeyeceği-İcra memurunun ret kararı, sadece satışın fiilen yapılamayacağına yönelik bir tesbitten ibaret olduğundan, yasal düzenlemeye uygun olan satış talebindeki haklılığı ortadan kaldıran bir karar niteliğinde bulunmadığının kabulü gerektiği; İcra Müdürünün ret kararının ayrıca İcra Hakimliğince iptalinin talep ve dava edilmesine gerek dahi olmadan mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- Süresiz şikayet hakkına sahip olan şikayet olunanın, aleyhindeki bu karara karşı İİK'nın 16. maddesine göre süreli şikayet yoluna gitmemesi nedeniyle icra müdürünün kararını iptal ettirilmemiş olmasının, yasaya uygun olarak süresinde yapılan satış talebinin sağladığı hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağı- Alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
Sıra cetvelinde hem sıraya hem de alacağın esas ve miktarına itiraz halinde mahkemece önce sıraya yönelik itirazların inceleneceği- Borçlunun 3. kişi elinde henüz mevcut olmayan parasının haciz müzekkeresi ile menkul hükümlerine göre haczedilemeyeceği, 3. kişi nezdinde doğacak alacakların ancak haciz ihbarnamesi ile haczedilebileceği-
Şikayetçi tarafından açılan sıra cetveline itiraz davasında banka taraf olarak bulunmadığından, anılan kararın bu banka açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği-
Kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresinin 5 gün, ödeme süresinin ise 10 gün olduğu, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264/son maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı- Şikayet tarihinin, gerekçeli karar başlığında farklı bir tarih olarak yazılmış olmasının, HMK'nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re'sen düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmadığı-
Sıra cetveline dahil olan her üç icra dosyasında da aynı gün haciz konulduğu, her ne kadar ayın gün konulan hacizlerin saatleri farklı olsa da, bu durumun birinin diğerine öncelikli olması sonucunu doğurmayacağı ve hacizlerin aynı zamanda yapılmış sayılacağı- Memurun birini öne almak suretiyle haciz uygulamasının, UYAP sistemine haciz kaydı sonradan girilen alacaklıya karşı öncelik hakkı vermeyeceği, aksi halin kabulü keyfi uygulamalara yol açabileceği-
Şikayet olunanın kesin haciz tarihinin, şikayetçinin ihtiyati haczinin kesinleşmesinden önce olduğu, her iki icra takibinin de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapıldığı, bu durumda şikayet olunanın sırası daha önce olup, şikayetçi sırada daha geriye düştüğünden sıra cetveline itirazının yerinde olmadığı, şikayetçinin alacağı aciz belgesine, ilama, resmi senede veya benzeri belgeye dayanmadığından garameten paylaştırma talebinin de yerinde olmadığı-
İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi ise 10 gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağının nazara alınması gerekeceği-