1. Haciz İhhbarnamesi gönderilerek işlenen ilk haczin Alo Post yöntemiyle yapılmasının haczi geçersiz kılmayacağı, Alo Post yönteminin PTT tarafından yapılan bir tebligat türü olduğu ve geçerli olduğu-
Somut olayda taraflardan hiç birinde İİK’nun 100’ün maddesinin aradığı şartlar bulunmadığından, sıra cetvelinin ihtiyati haciz tarihlerine değil, bunların kesinleşmesi tarihine göre tanziminin gerekeceği-
Mahkemece, davalı işçilerin alacakları bakımından İİK’nun 100. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, yani davalı işçilerin davacı banka ile aynı derecede hacze iştirak edip edemeyeceği değerlendirilmek suretiyle, İİK’nun 206. maddesindeki ilke gereğince bir karar verilmek gerekeceği-
Dosyanın incelenmesinde aynı sıra cetveline yönelik olarak birden çok itiraz davası açıldığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece bu davaların bir bütün halinde ele alınmasının ve gerekirse birleştirilmesinin düşünülmesinin ve verilecek hükmün diğer davalarda verilecek hükümlerle çelişmemesinin sağlanmasının gerekeceği-
Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'nun alacağının , 6183 sayılı Kanun'un 21'nci maddesi kapsamında, 30.03.2006 tarih ve 5479 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda İcra ve İflâs Kanunu'nun 206'ncı maddesinde belirtilen 3'üncü sırada yazılması gerektiği-
Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen bir mal paraya çevrilmezden evvel kamu alacağı için de haczedilirse satış bedelinin garameten taksim olunacağı-
Davalı yanca konulan ihtiyati hacizler 24.02.2000 tarihli olup, bu hacizler 24.09.2003 tarihinde kesin (icrai) hacze dönüşmüş olup, davacının ihtiyati hacizleri ise daha sonraki tarihli olup, henüz kesin hacze de dönüşmediğinden davacının garameye dahil edilmesine yasal olanak bulunmadığı-
İcra mahkemesince davacı alacağının bedeli paylaşıma konu aracın aynından kaynaklanmadığı, davalı yanın alacağının ise TMK’nun 950. maddesi uyarınca hapis hakkı ile temin edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İcra takibinin zamanaşımı nedeniyle geri bırakılması, ancak borçlunun talep edebileceği bir husus olup, davacının bu iddiasının sıra cetveline itiraz suretiyle ileri sürülmesine yasal olanağın bulunmadığı-
Sıra cetveline itiraz davalarında dava sonucundan yalnızca sıra cetveline itiraz eden kimsenin yararlanacağı-