Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde esas alınan hususun haciz tarihleri ve hacze iştirak halleri olduğu, davalı işçi alacaklısına isabet eden payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle haczi daha önceki tarihli olan davacıya tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine karar verilmesinin gerektiği-
Henüz doğmamış bulunan davacı alacağını sonuçsuz bırakmak amacıyla yaklaşık iki yıl önceden muvazaalı biçimde borç ilişkisi kurulamayacağı, İİK. 20. maddesinde açık olarak öngörülmesi karşısında takip işlemlerine borçlunun katkıda bulunmasının da muvazaa amaçlı olduğunun kabulünün isabetsiz olduğu-
Sıra cetveline itiraz davalarının maktu harca tabi davalardan olduğu, mahkemece davanın harçtan muaf olduğundan bahisle harca hükmedilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Hacze takipsiz iştirak istemi ile icra müdürlüğüne başvuran davalının İİK.101. maddesindeki usuller tamamlanarak dava açması için verilen sürede açtığı iştirak davasının reddedilmesi ve redde ilişkin kararın kesinleşmesi durumunda, davalı davacılar tarafından konulan hacizlere takipsiz iştirak edemeyeceğinden davacıların sıra cetveline itiraz davası açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı-
İİK.nun maaş ve ücret hacizlerine ilişkin 83. maddesine göre, kesintilerin sıra ile yapılacağının tartışmasız olduğu, menkul haczine ilişkin 106. maddenin maaş hacizlerinde uygulama yeri bulunmadığı, mahkemece borçlunun sonradan doğan toplu alacaklarının dağıtımı için düzenlenen sıra cetveline yönelik itirazın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı yanın takip dayanağı yaptığı bono, en geç takip talepnamesinin icra müdürlüğüne sunulduğu 07.04.2005 tarihinde düzenlenmiş olabilir ki; bu halde davalı ile borçlunun, alacağı sonraki bir tarihte doğan davacıdan mal kaçırmak kasdı ile davrandıklarının da düşünülemeyeceği-
Sıra cetveli şikayetin görüldüğü icra mahkemesinin yargı çevresinde bulunan icra müdürlüğüne ait takip dosyasından düzenlendiğine göre, İİK.18. maddesi gereği şikayet yargılamasında HUMK 409. (şimdi; HMK. 150.) maddesinin uygulanamayacak bulunmasına göre, delillerin ikame edilmediğinin kabulü ile esasa girilmemesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğuracak şekilde banka alacağının garameye sokulamayacağı-
Bozma kararına uyulması ve bozma kararı gereğince karar verilmesi durumunda, bozmanın kapsamı dışındaki kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmeyeceği-
Sıra cetveline ayrı ayrı yapılan itirazların icra mahkemesince birleştirilmesi durumunda, birleştirilen her dava müstakil yapısını koruduğundan, her şikayet için ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinin gerekeceği-