Satış tarihi itibariyle derdest bir haczi bulunmayan alacaklının hukuki yararı bulunmadığından sıra cetveline itiraz edemeyeceği-
Muvazaa sebebine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında borçlandırıcı işlemin tarihinin önem taşıyacağı,mahkemece davalı alacağının davacı alacağından daha önce doğduğu ve sonraki alacak bakımından muvazaa yaratılamayacağı düşünülmeden hüküm tesisinin isabetsiz olacağı-
Sıra cetveli tebliğ edilenin, davacı avukatlarının büro çalışanı olduğu, mahkemece, en azından tebligatı alan kişinin davacı avukatın bürosunda çalışanı olup olmadığı hususunun etraflıca araştırılıp, varılacak uygun sonuca göre davanın süresinde açılıp açılmadığı konusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Avukatın kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği ve kazandığı mallar ile diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para veya mal üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkı olduğu-
Çok az miktarda da olsa satış avansının süresi içinde yatırılmış olması ile usulüne uygun olarak satış talebinde bulunulmuş sayılacağı-
Şikayetin, şikayetçi ile diğer dosya alacaklısının 1. ve 2. sırada olmaları gerektiğine yönelik olduğu, bu durumda sıra cetveline itiraz etmeyen vergi dairesine isabet eden payın ayrılmasının ve tasfiye halinde T. Emlak Bankası A.Ş. haczi düşmüşse artan tutar talebinin de gözetilerek şikayetçiye verilmesinin gerekeceği-
Her zaman düzenlemesi mümkün olan bonoya istinaden icra takibinde bulunan alacaklının, bono tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yetmediğinden, savunma tanık anlatımlarıyla da ispatlanamayacağından, alacağını ispatlamasının gerekeceği, aksi halde sıra cetvelinde kendisine ayrılan payın iptali ile sıra cetveline itiraz davasının davacısına, alacağı nispetinde ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
YHGK’nun 18.10.2006 gün ve 19-646-661 E. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun’un geçici 13. Maddesi hükmündeki açık düzenleme karşısında diğer alacaklıların muvazaadan ari haklarının etkilendiği durumlarda, maddede belirtilen bankalar yönünden TMSF ve kamu alacaklarının tahsili ile ilgili hükümlerin uygulanamayacağı-
Davalının kendisinden talep edilen bedeli daha önce ihtirazi kayıtsız ödemekle artık faturada yazılı miktar kadar borçlu olduğunu kabul etmiş sayılmasının gerekeceği-