Kural olarak birden çok alacaklının, sıra cetvelinde üst sırada bulunan bir alacaklının alacağının varlığına veya miktarına itiraz ettiği sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, davalıya isabet eden payın davacı alacaklıların alacakları oranında dağıtılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Sıra cetveline itiraz davasının İİK. 142/2. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi olduğu, bu nedenle adli tatilde görülebileceği ve temyiz süresinin adli tatilde de işlemeye devam edeceği-
Satış bedelinden, alınan bilirkişi raporuna göre hesaplanan tutarlardan, öncelikle yeddiemin ücretinin, motorlu taşıtlar vergisinin ve masrafın ayrılacağı-
Mahkemece alınan kök raporda istemin bankacılık yapma ve mevduat kabul etme yetkisinin kaldırıldığı 03.07.2003 tarihi ile ödeme amacıyla TC. Ziraat Bankası AŞ’ne para aktarıldığı 17.01.2004 tarihleri arasındaki dönem için faiz hesaplanması gerektiğinden bahisle davacının 172.928,06 TL’yi talepte haklı olduğu belirtilmişken, itiraz üzerine alınan ek raporda bu dönem için mevzuatta düzenleme bulunmadığı, ilişkinin normal bir mevduat ilişkisi olmayıp tasfiye ilişkisi niteliğinde bulunduğu, kök rapordaki hususun geçerli olmadığı-
Sıra cetveline yapılan şikayetler hakkında mutlaka sıra cetvelinin yapıldığı takip dosyasının ve ilgisine göre de şikayetin taraflarına ait takip dosyasının birlikte gönderilmesinin temyiz incelemesinin yapılabilmesinin ön koşulu olacağı-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde esas alınan hususun haciz tarihleri ve hacze iştirak halleri olduğu, davalı işçi alacaklısına isabet eden payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle haczi daha önceki tarihli olan davacıya tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine karar verilmesinin gerektiği-
Henüz doğmamış bulunan davacı alacağını sonuçsuz bırakmak amacıyla yaklaşık iki yıl önceden muvazaalı biçimde borç ilişkisi kurulamayacağı, İİK. 20. maddesinde açık olarak öngörülmesi karşısında takip işlemlerine borçlunun katkıda bulunmasının da muvazaa amaçlı olduğunun kabulünün isabetsiz olduğu-
Davalı yanın takip dayanağı yaptığı bono, en geç takip talepnamesinin icra müdürlüğüne sunulduğu 07.04.2005 tarihinde düzenlenmiş olabilir ki; bu halde davalı ile borçlunun, alacağı sonraki bir tarihte doğan davacıdan mal kaçırmak kasdı ile davrandıklarının da düşünülemeyeceği-
İİK.nun maaş ve ücret hacizlerine ilişkin 83. maddesine göre, kesintilerin sıra ile yapılacağının tartışmasız olduğu, menkul haczine ilişkin 106. maddenin maaş hacizlerinde uygulama yeri bulunmadığı, mahkemece borçlunun sonradan doğan toplu alacaklarının dağıtımı için düzenlenen sıra cetveline yönelik itirazın reddine karar verilmesinin gerekeceği-