Borçlunun üçüncü kişi ile arasındaki bir hukuki ilişkiye dayanan henüz doğmamış olmakla beraber doğması muhtemel alacakları için İİK. 89'e göre haciz ihbarnamesi gönderilebileceği, haciz ihbarnameleri ile borçlunun borçlusu konumundaki üçüncü kişinin elinde o anda bulunan mal, alacak ve diğer hakların haczedilmesi mümkün olduğu gibi, borcun tamamen ödenmesine kadar geçecek sürede (aylık kira bedeli, yüklenici lehine tahakkuk eden hakedişler, taahhuk edecek vergi alacağı vb.) üçüncü kişi nezdinde oluşacak alacakların da haczine olanak tanındığı, haciz ihbarnamesi göndermek yerine müzekkere ile alacak üzerine haciz konulması halinde ise, İİK. 88’de yer alan menkul haczi hükümlerinin geçerli olacağı ve haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir mal, hak ya da alacak üzerine haciz konulabileceği ve bu yöntemde üçüncü kişinin itirazına ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK. 89 yerine, taşınır hacizlerine ilişkin İİK. 88'e göre haczedilmesinde, -tıpkı taşınırlarda olduğu gibi- paranın somut olarak üçüncü kişi elinde mevcut olması gerekeceği, henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczedilemeyeceği- Üçüncü şahıstaki para alacağının hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerekeceği, aksi halde haciz düşeceği-
İİK’nun 142. maddesi uyarınca sıra cetvelinde yer alan alacaklıya husumet yöneltilmesi gerekirken, davacının temlik eden Z.Ö’e husumet yönelttiği anlaşıldığından, temlik alanın davaya dahil ettirilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; şikâyetçi tarafından sırasına itiraz edilen vergi dairesinin alacağının kamu alacağı vasfında olduğu, ancak taşınmazın aynından kaynaklanan alacak olmadığı, bu alacak nedeni ile satışa konu olan borçluya ait taşınmaz kaydı üzerine... tarihinde haciz uygulandığı, iki yıllık satış isteme süresinin ihale tarihi itibarıyla henüz geçmediği, bu hali ile haczin düşmesinin söz konusu olmadığı, kaldı ki 6183 sayılı yasadan kaynaklanan alacakların tahsili için uygulanmış haciz tarihlerinden itibaren belli bir süre içerisinde satış istenmesi yönünde bu yasada herhangi bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, adı geçen şirketin yöneticisi olduğu anlaşılan ve sıra cetvelinde bedeli paylaşıma konu taşınmazın sahibi olan borçlu hakkında doğrudan icrai işlemlere girişilmemiş olması nedeniyle şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken, yasal düzenlemeye (5510 sayılı Kanunun 88. maddesi) aykırı olarak yazılı şekilde red kararı doğru değilse de, sonucu itibarıyla doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilerek onanmasının gerekeceği-
Mahkemece şikâyetçiye sıra cetvelinde kendisinden önce gelen alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK.’nun 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilip bu alacaklılarında davaya dâhil edilmesi, şikâyet dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece, şikâyet olunan SGK’ nun haczinin, şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyasında konulan hacizden sonra olduğundan şikayet olunanın haczinin 1. sıraya yazılması gerektiği, ikinci haczinin ise şikayetçinin alacağı ile birlikte 2. sırada yer alması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, davacının alacaklı olduğu takip dosyasından paylaşıma konu para üzerine... tarihinde haciz konulduğundan buna göre sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Şikayet hakkından vazgeçen davacının, bu tarihten sonra sıra cetveline karşı itiraz davası açamayacağı-
Mahkemece, şikâyetçinin süresinde satış talep edip satış avansını yatırmakla satış tarihi itibarıyla ayakta olan kesin haczinin, şikâyet olunanın haczinden önce olduğu, ayrıca şikâyet olunanın süresinde satış talebinde bulunarak satış avansını yatırmadığı, ilk haczin şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyadan konulduğu göz önüne alınarak şikâyetin kabulüne karar vermesi gerekirken, şikâyet olunanın ihtiyati haczi kesin haciz kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Şikâyetçinin, bedeli paylaşma konusu taşınmaz üzerindeki anapara ipoteği göz önüne alınmadan sıra cetvelinin düzenlendiğini ileri sürerek, sıra cetveline şikâyette bulunduğu, mahkemece işin esası incelenip karar verilmesinin gerekeceği-