Dava dosyasında davacı avukatın yetki belgesi ile görevlendirilmesi ile taraflar arasında vekalet ilişkisinin kurulduğu-
Vekilin duruşmalara katılmadığı, beyan dilekçesi olmadığı ve sadece vekaletname sunduğundan vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, avukatlık ücreti takdiri için vekaletname ibrazı yeterli olduğu-
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olmasının tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği- Davacı avukatın, müvekkili olan davalıya karşı, ödenmeyen vekalet ücreti alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiyle açtığı davada, davalı, "tüketici" kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 s. Kanun'un kapsamı dışında kaldığı ve uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu-
Yerel mahkemenin bozma ilamına konu ilk hükmünde taraflar yararına hükmolunan avukatlık ücretlerinin hükmün esası yönünden yapılan bozma ile kendiliğinden hükümsüz hale geldiği ve bu nedenle bozmaya uyularak verilen kararda kabul edilen bölüm yönünden davacı yararına avukatlık ücretine hükmedildiği halde; reddedilen bölüm bakımından davalı yararına avukatlık ücreti verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı avukatın duruşmaya katılmayıp özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiği söz konusu duruşma tarihine kadar hizmet vermiş olduğu gözetildiğinde, hukuki danışmanlık sözleşmesinde belirtilen ücret şartına göre ücret takdirine gidilmesi, davalı tarafından yapılan ödemelerin, sözleşmeye göre belirlenen aylık ücret doğrultusunda tespit edilecek toplam ücretten mahsup edilmesi, varsa bakiyesine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece azlin haklı olduğu ve bilirkişi raporuyla yapılan ödemeler gözetilerek "hukuki danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı avukatlık ücret alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukatın, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebileceği- Dava konusu alacağın, vekilin haberi olmadan üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, davacı yanın vekalet görevi de temlik tarihi itibariyle fiilen sona ermiş bulunduğundan, vekilin artık işe devam etme olanağının bulunmadığı ve davacı vekilin istifasının haklı olduğu- Davacı vekil, icra dosyasında herhangi bir vekillik hizmetinde bulunmaması nedeniyle, icra dosyasına ilişkin olarak talep ettiği ve davaya konu ettiği icra dosyası akdi vekalet ücretine ve icra dosyası karşı yan vekalet ücretine hak kazanamasa da; itirazın iptali dosyasında hükmedilen karşı yan vekalet ücreti ile bu dosyadan doğacak dava değeri üzerinden Avukatlık Kanunun 164. maddesi çerçevesinde belirlenecek sözleşmesel vekalet ücretini talep edebileceği-
Karar başlığında, davalı şirket unvanının "A.Ş." yerine sevhen "Ltd." yazılmasının maddi hata olduğu ve tarafların talebi üzerine mahkemece düzeltilmesinin her zaman mümkün olduğu- Davalıların haricen sulh olmasıyla, davacı avukatın mahrum kaldığı vekalet ücretinin, "yasal vekalet ücreti"yle birlikte "dosyadan tahsilat yapılsaydı, borçludan lehine hükmedilecek icra vekalet ücreti" olacağı ve bu durumda mahkemece, davacı lehine yasal vekalet ücretinin yanında, icra vekalet ücreti de hesaplanarak karar verilmesi gerekeceği-
Avukatlık Kanunu mad. 164 gereğince vekalet ücreti iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez ise de borçlunun kendi lehine hükmedilen ve kendi alacağı olan vekalet ücreti alacağının borcundan mahsubu talebinin bu Yasa hükmüne aykırılık teşkil etmeyeceği-